Wednesday, February 24, 2010

Tecavüz kaçınılmazsa “Oh Yes!” diyeceksin

Malum bugün biz kadınların günü. Ben de bir kadın olduğum için kendimi bugün özel hissetmem gerekiyordur herhalde ama her nedense hissedemiyorum.
Önemli gün ve haftaları belirlerken sağolsun yetkililer bizi teğet geçmemişler. Nitekim aklımın almadığı bir konu var: Kadınlar Günü’nün anlam ve önemi nedir?
Sizin için üşenmedim, araştırdım. Vikipedi’den edindiğim bilgileri sizinle de paylaşayım:
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Böylece Kadınlar Günü’nü kutlamaya başladık.
Bugün kendimi ısrarla özel hissedemiyorum. Bir bayram havası değil adeta ruhumu bir matem havası kaplamış durumda. Gözümün önüne Pippa Bacca’ya bir değil, tam üç kişinin birden tecavüz ettiği haberini duyduğumda hissettiğim duygular geliyor. İçim daralıyor, sıkıntı basıyor tüm vücudumu…
Pippa Bacca masumdu, saftı… Bütün suçu insanların içinde azıcık da olsa bir iyilik kırıntısı kaldığını bütün Dünya’ya gösterebilmekti. Nerden bilebilirdi bu ülkede bir sürü çakma Nuri Alço var?! Annesi de bilemezdi ki tembihlesin kızına: “Türkiye, Gazozuna İlaç atılanların memleketi…”

Geçtiğimiz yıl Pippa Bacca anısına Taksim Sanat Galerisi’nde bir anma sergisi düzenlemiştik. Unutmadık, unutturmayacağız demiştik. Bizim unutturmamıza gerek kalmıyor. Her geçen gün basına yansıyan başka gelişmelerle adeta şok oluyoruz. Milletçe elektro şoklara girip duruyoruz şu günlerde. Henüz Pippa Bacca olayını unutamamışken, daha 18 yaşında körpecik bir genç kızın, Münevver Karabulut’un ölüm haberi ile bir daha yıkıyoruz. Ölüm nedeni ise erkek arkadaşının cinsel ilişki teklifini reddetmesi… Ya “Yılın Kart Tekesi: Hüseyin Üzmez” için ne demeli?! Sen git daha reşit bile olmayan bir kız çocuğunu taciz et, daha sonra da ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaş. İnanılır gibi değil!.. Adli Tıp Kurumu da zavallı kız çocuğunu Hüseyin Üzmez’in üzmediğine kanaat getirsin…

Taciz, bir çok kadının başına gelmiştir ve kadının tacize uğramasının sebebi de toplumumuzda genellikle kadının dişi köpek olarak erkek köpeğe kuyruk sallaması olarak görülmüştür. Velhasıl dişi köpek kuyruk sallamayınca, erkek köpek yanaşmazmış. O halde neymiş: Erkek istediğinde cinsel ilişkiye girilecek. Tecavüz kaçınılmazsa da “Oh Yes!” denilecek…

Kadınlar gününüz kutlu olsun. Tacizsiz, tecavüzsüz ve cinayetsiz günler dileğiyle…


Sevgiler,
Nurhan Demirel

0 yorum: