Wednesday, February 24, 2010

Acıların Çocuğu: Küçük Cem G.

Adı yok.

Sadece 17 yaşında bir çocuk.
Sanki genç bir kızı canice öldürmedi.
Öldürüp, cesedini lime lime parçalayıp da çöpe atmadı.
Adı yok.
Sadece 17 yaşında bir çocuk.
İşine gelince yetişkin,
Gelmeyince çocuk.
Sevişirken erkek,
Öldürürken çocuk.


Artık genç yaşlı herkesin tanıdığı meşhur bir çocuk.

O bir katil değil sadece masum bir çocuk.

Çocuk değil,

Cem Garipoğlu sanki Küçük Emrah.

Acıların çocuğu.

Sanki anasına, bacısına tecavüz edildi.

O kadar mağdur…

Bir o kadar mazlum.

Canı sucuk ekmek çekmiş.

Parası yok alamıyor ya!

Annesi babası çocuğa bir sucuk ekmek alamayacak kadar fakir olmalılar.
Ama maalesef öyle değiller.
Bu bir yanıltmaca.
Avukatı Aytekin Kaya işte o meşhur çocuğu topluma bu şekilde tanıtıyor.
Sanki acıyıp da bağrımıza basacağız?!
Bir bu kalmıştı eksik…

Hatırlar mısınız bilmem. Benim aklıma bu sucuk ekmek olayından sonra baklava çalan çocuklar geldi. Hani baklava çaldılar diye hapse mahkum edilen çocuklar. 9 yıl hapse mahkum edilmişti o çocuklar.
Çocukluk deyince aklıma komşumuzun elma ağaçlarına tırmanıp, koynumuzu kıpkırmızı elmalarla doldurduğum gelir . Komşu bizi şikayet etmiş olsaydı demek ilk gençlik yıllarıma hapiste “merhaba “ diyecektim. Cem Garipoğlu bu durumda kaç yıla mahkum edilecek diye merakla bekliyorum.

Şimdiki çocuklar katil
Çocuk doğurmaya korkuyorum artık. Çünkü şimdi ki çocuklar Aziz Nesin’in dediği gibi “harika” değil, adeta birer “katil”. Artık çocuklar Dünya’ya “Katil Bebek Chucky” olarak gelmeye başladılar. Yeri geldiğinde gözü kırpmadan annesini bile öldüren çocuklar yetiştiriyoruz. Çocuklar neyin ne olduğunun gayet farkında. Çocuk oldukları için birini öldürdüklerinde ya ceza almayacaklar ya da çok az bir ceza ile kurtulacaklarını biliyorlar. Bu durumun vermiş olduğu rahatlıkla da gözlerini kırpmadan kurbanlarının hayatlarına son verebiliyorlar.
İş yaptıklarının hesabını vermeye gelince de ne hikmetse çocukluklarına dönüyorlar!

Sevgiler,
Nurhan Demirel

0 yorum: