Thursday, December 30, 2010

Evimizi ve işyerimizi de artık Ulusoy taşıyacak!


Ulusoy Seyahat, ülkemizin en köklü seyahat firmalarından bir tanesi. Seyahatlerimizde hem servis kalitesi hem de konforlu otobüsleri ile yıllarca bizlere hizmet verdiler. Şimdilerde ise Evden Eve ve İşten İşe Taşmacılık hizmeti vermeye başlayan Ulusoy, evlerimizi sözleşmeli ve sigortalı olarak güvenli bir şekilde taşıyor.

Ulusoy Seyahat aslında Ulusoy Holding’in bir markası. Holding çatısı altında farklı alanlarda hizmet veren başta otobüs olmak üzere, otomotiv, seyahat (U Travel) , oteller (Fantasia Oteller Zinciri), denizcilik, enerji, transport (U Transport), evden eve ve işten işe taşımacılık gibi iştirakler de var. Bu hafta ki röportaj konuğumUlusoy Evden Eve -İşten İşe Taşımacılık’ın Genel Müdürü Ali Kaya ile Ulusoy Holding’in Evden Eve ve İşten İşe taşımacılık hizmeti hakkında konuştuk…



Ulusoy’u evden eve ve işte işe taşımacılık yapmaya iten neydi?
Biz 1 yıl önce kurulan bir departmanız.  Lojistik sektöründe çok profesyonel işler yürüyor ancak evden eve ve işten işe taşımacılık aslında çok önemli olduğu halde biraz ihmal edilmiş bir alan.
Türkiye’de evden eve işten işe taşımacılığı çoğunlukla taklit firmalar yapıyor. Neredeyse 300’e yakın taklit firma var. Bunun haricinde küçük ölçekli firmalar var. Bu iş daha fazla profesyonellik istiyor. Bu amaçla Ulusoy bu işe girdi. Firmamızda taşıma kalitesi ve standardı en üst düzeyde diyebilirim. Taşıma işlemi tamamen özel kıyafetli personel tarafından özel ambalajlarda gerçekleştiriliyor.

Taşıma esnasında kullanılan özel ambalajlardan bahseder misiniz? Siz de diğer taşımacılık firmalarında olduğu gibi taşınma sırasında bidon mu kullanıyorsunuz?
Bidon veya battaniye kullanımı eşyaya zarar verebileceği için bu tarz yöntemleri tercih etmiyoruz. Özel tasarım karton kolilerle taşıma işlemini gerçekleştiriliyor. Mesela kıyafetler için kullandığımız bir kutumuz var.  Bu kutuya kıyafetlerinizi askısı ile birlikte koyuyor, yeni evinize kıyafetlerinizi askısı ile birlikte taşıyoruz.

Mutfak eşyaları gibi kırılabilir eşyaları nasıl taşıyorsunuz? Bu tarz eşyaları taşırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Mutfak eşyalarını karton kutular içerisinde taşıyoruz. Eşyaların kırılmaması için de aralara özel baloncuklu pedler yerleştiriyoruz. Maliyetimizin büyük bölümünü eşyanın muhafazası ve kırılmadan taşınmayı sağlayacak malzemeler oluşturuyor. Her ne olursa olsun bizim hedefimiz eşyayı hasarsız taşımak.

-Türkiye’de evden eve taşımacılıkta sigorta yapan tek firma biziz-

Aksilik oldu diyelim. Evini taşıdığınız müşterinizin taşınma sırasında eşyasına zarar geldi. Bu durumda uygulanan prosedür nedir?
Biz taşıdığımız eşyalara sigorta yapıyoruz. Dolayısı ile müşterilerimiz için bir güvence oluyor. Bunu bizden başka yapan firma yok.

Şehirlerarası taşımacılıkta diğer firmalar sigorta yapmıyorlar mı?
Bildiğim kadarı ile yapmıyorlar. Bu konuda bir çok sigorta firması ile görüştük. Genelde sigorta firmaları ev eşyasına sigorta yapmak istemiyorlar.

Hem şehir içi taşımacılıkta hem de şehirler arası taşımacılıkta eşyaları sigortalıyor musunuz? 
Elbette.

Hangi sigorta firması ile çalışıyorsunuz?
Mapfre Sigorta ile anlaştık.

Ülkeler arası taşımacılıkta yapıyor musunuz? Mesela yurt dışına taşınmaya karar verdik ya da Türkiye’ye kesin dönüş yapacağız. Eşyalarımızı nasıl taşıyacağız?
Biz evden eve taşımacılığı tüm Dünya’da yapıyoruz. Lübnan’a, Kuveyt’e, İsveç’e, İsviçre’ye…

Bir sene önce mi başladı bütün bu çalışmalar?
Gerekli organizasyonel yapılanma ancak bir yılda tamamlanabildi. Bu süre zarfında altyapımızı oluşturduk. Aşağı yukarı 300’e yakın taklitçi firma var. Bizim adımıza taşıyan taklit firmalar da bu sektörde faaliyet gösteriyor. Taklit firmalar en büyük sorunlarımızdan biri. Yakın zamanda dernekleşerek, sektöre bir standart getirmeyi hedefliyoruz.

Türkiye’de ortalama olarak bir aile kaç kez taşınıyor?
Türkiye’de ortalama olarak bir aile 3 kez taşınıyor.

- 2010 yılında en çok doktorlar ve avukatlar evlerini taşıdı -

Büyük kentlerde sanırım insanlar daha sık ev değiştiriyorlar…
Taşınma sıklığının gelir seviyesi ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Biz geçen yıl daha çok avukatları ve doktorları taşıdık. Geçtiğimiz yıllarda ekonomik krizin artması beraberinde çok fazla hukuki işlemi getirdi. Bu durumu avukatlar açısından değerlendirdiğimizde onlar için karlı bir yıl oldu diyebilirim. Bu da taşınma oranlarına yansıdı. Diğer taraftan son yıllarda özel hastanelerin sayısında yoğun bir artış gözlemliyorum. Hastaneler arasında doğal olarak tayinler gerçekleşti. Doktorları da bu vesile ile yeni görev yerlerine taşıdık.

Aslında evden eve taşımacılık son yıllarda hızla arttı. Dolayısıyla daha profesyonel bir yaklaşım ihtiyacı doğdu… Özellikle son yıllarda konut projelerinde görülen artış nedeniyle kiracılar ev sahibi olmaya başladı ve bir çok insan kendi evine taşındı. Bankaların cazip mortgage kredileri ile birlikte kiraların da ucuzlaması taşınmaları hızlandırdı diye düşünüyorum. Sizin bu konuda düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
Biz taşınma konusunda kurumlarla da işbirliği yapmaya başladık. Mesela ev kredisi alan bir tüketici doğal olarak evini de taşıyor. Bu durumda bankalarla işbirliği yapıyoruz. Örneğin Yapı Kredi Bankası ile ortak bi projemiz var. Yapı Kredi Bankası’nın Mortgage Kredisinden faydalanan bir tüketici Çınar Paketi kapsamında evini indirimli bir şekilde taşıyabiliyor. Bir başka projemizi de Remax’la gerçekleştirdik. Remax’den ev kiralayanlar, bize indirimli olarak evlerini taşıtabiliyorlar.
Bir diğer önemli projemizi ise Marmaray Projesi’nin yapımını üstlenen Gama- Nurol İnşaat ile yürütüyoruz.  Bu proje kapsamında Marmaray Projesi esnasında projenin yürütüldüğü alanlarda yıkılacak ya da  insanların taşınması gereken bölgelerde burada yaşayan vatandaşlara kalacak ev gösteriyorlar. Biz de ev taşımalarını gerçekleştiriyoruz. Çalışılan yerdeki insanlar çalışmalardan dolayı rahatsız olmasınlar diye de evlerini taşıyabiliyorlar.

İnşaat firmaları genelde çevreye rahatsızlık verir ama firma yetkililerini çevre halkına karşı gösterdiği davranıştan ötürü kutlamak istiyorum.

Evden eve taşımanın maliyeti ne kadar? Örneğin şehir içi taşımacılık fiyatlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bizim fiyatlarımızı etkileyen unsurlar şunlar;
1- Taşıma mesafesi
2- Taşınan evde kaç kat olduğu, kat yüksekliği, evdeki oda ayısı, taşıma için gereken eleman sayısı, asansör, aracın binaya yanaşma mesafesi… Bu saydıklarım maliyeti belirleyen ana unsurlar.
Ortalama 2+1 bir evi taşımanın maliyeti 1000 TL’den başlıyor. 1+1 evlerin taşıma fiyatları ise 750 – 800 TL arasında değişiyor. 3+1 evlerin taşıma maliyeti ise 1200-1600 TL arasında değişkelik gösteriyor. Bu fiyatlara bütün masraflar ve sigorta da dahil.

O halde taşınacak yeri görmeden fiyat veremiyorsunuz sanırım…
Ücretsiz ekspertiz hizmeti veriyoruz.444 1 888 numaralı telefonu arayıp, evden eve işten işe taşımacılık birimine bağlandığınız zaman en kısa sürede maliyet çıkarmak için evinize bir ekspertiz gönderiyoruz. Evi görmeden fiyat veremiyoruz. Evi gördükten sonra taşıma mesafesini öğrenip, ona göre bir fiyat teklifi sunuyoruz.

“Reklam yapmadığımız için müşterimizden fırça yiyoruz”
Ev taşımacılığında müşteri reklamla değil, hizmetle kazanılır diye düşünüyorum. Reklamlarımız yayına girmeden müşterilerimiz bize tavsiye ile ulaşmaya ve evini taşıtmaya başladı. Hatta bize reklam yapmıyoruz diye kızan müşterilerimiz bile var. Ulusoy’un bu işe girdiğini neden anlatmıyorsunuz, neden bundan haberimiz yok diye zaman zaman fırça yediğimiz de oluyor. Bir yıl içerisinde hem operasyonel yapımızı, hem de özel ambalajlar ve yaklaşımımızla sektörümüzde bir standart oluşturduk. Bu altyapıyı oluşturmadan tanıtımlara başlamak istemedik. Ben uluslararası nakliyecilik yaptım uzun yıllar. Bu alanda edinmiş olduğum tecrübeyi ev taşımacılığında kullanıyorum. Müşterilerimizin çoğu daha önceki taşınmalarında sorun yaşamış oluyorlar. Bu sorunlar genelde taklit firmalardan ve amatörce taşımacılık yapan firmalardan kaynaklanıyor. Taşınacak evin eksperi hatalı yapıldığında çoğu zaman eşyalar araçlara sığmayabiliyor. Bizim gerçekleştirdiğimiz taşımacılık işlemlerinde hataya yer yok. Sıfır hata odaklı çalışıyoruz. Kendi araç filomuzda Türkiye’nin büyük metre küplü araçları yer alıyor. Bu yüzden taşıma esnasında eşyaların sığmaması gibi bir sorunla karşılaşmıyoruz. Filomuzda 48 m3’lük araçlarımız yer alıyor. Bu araçlarla 3+1 bir evi rahatlıkla taşıyoruz.

Ev taşıma hizmeti neleri kapsıyor?
Montaj ekibimiz komple evdeki monte edilmiş eşyaları söküyor ve yeni taşınan evde tekrardan montajını gerçekleştiriyorlar. Elektrik-elektronik ile ilgili hizmetler ise ekstra hizmet olarak değerlendiriliyor ve müşterimiz bu hizmeti bizden almak isterse gerçekleştiriyoruz.  Evde bulunabilecek bütün eşyaları avizeler de dahil söküyoruz. İstendiği, müşterimiz talep ettiği takdirde tekrardan montajını gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında farzedelim ki perde takılacak  ve müşterimiz bu konuda bizden yardım istiyor, bu isteği geri çevirmiyoruz. Ancak normalde perdeleri biz takmıyoruz.

Farklı perde sistemleri olduğu için mi perdeleri takmayı tercih etmiyorsunuz? Stor perde, dekoratif perde gibi bir çok perde sistemi var artık…
Standart bir perde sistemi olmadığı için biz işi uzmanına bırakmayı tercih ediyoruz. Bu tarz bir özelliği olmayan perdeleri takabiliriz.

Raflar, matkaplı işler de ekstraya giriyor mu?
Rafları monte ediyoruz. Matkaplı işleri de hallediyoruz. Sadece elektronik işler ekstra olarak ücretlendiriliyor.

Televizyon, çamaşır makinesi, buzdolabınının kurulumu için ekstra bir ücretlendirme söz konusu mu?
Hayır. Bu eşyaların kurulumunu yapıyoruz. Ancak özel bir bilgisayar ya da müzik sitemi olduğunda paketin dışına çıkılmış oluyor. Bu tarz eşyalarda müşterilerimiz kendi servislerine başvurmayı tercih ediyor.

Ünlü isimlerin de evlerini taşıdız mı?
Ercan Saatçi, Edip Akbayram, Ersin Düzen (NTV Spor Spikeri), Mehmet Akbay (Kral FM Genel Yayın Yönetmeni) taşıdık. Çok sayıda iş adamını taşıdık. Türkan Tacir (Anadolu Grup Yönetim Kurulu Üyesi, Ercümeny Ataman (THY Pilotu), Özgür Barış Akan (Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi), Kaya Burak Dumlu (Kars Savcısı) gibi üst düzey yönetici ve İtalyan Konsolosluğu, Novartis, Migros, Yapı Kredi Bankası ve Yapı Kredi Emeklilik, Carrefour, Kraft ve Gama-Marmaray Projesi gibi şirket taşımaları yaptık.

Türk insanı gerçek rengini bana göre taşınırken belli ediyor. Sizin bu konuda ki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Mesela ünlüler taşınırken nasıl bir ruh hali içerisindeler?
Genelde ünlülerin ve iş adamlarının taşınma işlerini asistanları organize ediyor. Biz verilecek hizmeti öncelikle analiz ediyoruz, daha sonra bu hizmetin gereği neyse onu yapıyoruz.

Sanırım ünlüleri ve iş adamlarını genellikle villadan alıp, villaya taşıyorsunuz?
Evet genellikle öyle oluyor.

Villalarda yerleşme düzenini nasıl organize ediyorsunuz?
Bize evin yerleşimini tarif ediyorlar. Ona göre eşyaları yerleştiriyoruz.

Ev yerleştirme konusunda iç mimarlarla bir çalışma yapıyor musunuz?
Bu konuda henüz bir çalışmamız olmadı. Ev yerleştirirken müşterimizin istekleri doğrultusunda hareket ediyoruz.

Eski evden yeni eve getirilen eşyalar çoğunlukla yeni evin düzenine uymuyor. Bu konuda bana göre ya eşyaları yenilemek gerekiyor ya da bir iç mimardan yardım almak…
Aslında böyle bir hizmetin verilmesi gerekiyor. Bu konuda iç mimarlardan destek almak gerekiyor ama Türkiye’de bu konuda bilinçlenme henüz sağlanmadı. İlerideki hedeflerimiz arasında iç mimarlarla koordineli çalışmak da yer alıyor.

Çalışan insanlar için ev taşımak ciddi bir problem. Bu konuda nasıl bir yaklaşım sergiliyorsunuz?
Ev taşımaları zamanlama olarak daha çok hafta sonunda gerçekleştiriliyordu. Ancak biz bunu aştık. Artık müşterilerimiz hafta içi de evlerini taşıyorlar.

Aslında elektrik, doğalgaz ve su tesisatının çalışır durumda olması için bence hafta içi taşınmak daha avantajlı. Hafta sonu resmi daireler kapalı olduğu için herhangi bir sorunla karşılaştığımızda Pazartesi gününü beklemek zorundayız.
Bizim hedefimiz doğrultusunda müşterimiz sadece evin kapısını açacak ve evinde keyifli bir şekilde oturacak.

Evini taşıyacaklara ne tavsiye edersiniz?
Eşyalarının zarar görmemesi için ambalajları hiç bir şekilde kendilerinin yapmamasını tavsiye ediyoruz.  Müşterimizin yaptığı ambalajlarda bizler her ne kadar istemiyorsak da bazen hasarlar çıkabiliyor. Evi taşımak zaten bzim işimiz, müşterimizin herhangi bir şeyi toplamasına gerek yok.

O zaman evlerini taşıyacaklar evdeki hiç bir şeye ellerini sürmeyecek, sadece kişisel eşyalarını alıp çıkacaklar. Öyle mi?
Olması gereken bu. Bir de kesinlikle özel, değerli ve kıymetli eşyalarını bize göstermelerini istiyoruz. Bu eşyaları taşırken daha dikkatli oluyoruz.

Değerli eşya demişken kasa, tablo ve piyano da taşıyor musunuz?
Taşıyoruz ancak ekstra maliyet çıkıyor. Yaklaşık 500-700 TL arası maliyeti var bu taşımanın. Piyano ve kasa taşımacılığı ayrıca uzmanlık gerektiren bir alan. Örneğin piyanonun taşınırken akordu bozuluyor.

O halde piyano nasıl taşınmalı?
Müşterimizin piyanosu varsa anlaşmalı olduğumuz taşeron firma ile piyanoyu taşıyoruz. Çünkü bu servis piyanonun akordunu da yapıyor. Biz bunu yapamayız. Türkiye’de çok ilginçtir ki oldukça fazla piyano taşıyoruz. Ayda ortalama olarak 150 taşıma yapıyoruz. Bu taşımaların 4-5 tanesinde piyano da oluyor.

Biraz da şehirlerarası ve uluslararası ev taşımacılığını konuşalım…
Türkiye’nin en büyük taşıma filosuna sahibiz. Kars’ta, Diyarbakır’da, Karadeniz’de, Ardahan’da… Her yerde araçlarımız var. İstanbul’da olduğu gibi diğer lokasyonlarımızda da aynı kalite ile hizmet veriyoruz.

Şehirlerarası ev taşımacılığında yaşanan problemler nelerdir? Siz bu problemlere nasıl çözümler üretiyorsunuz?
Şehirlerarası taşımacılıkta müşterilerimiz ya bizimle seyahat ediyor ya da kendi arabası ile yola çıkıyor. Yolculuk boyunca birbirimizi takip ederek, yeni adrese ulaşıyoruz.

Ulusoy’un seyahatten gelen tecrübesi ev taşımacılığında ne kadar etkili oluyor?
Türkiye’nin aşağı yukarı her yerinde bir yapılanmamız var. Ambalaj malzememiz ve ihtiyacımız olan her şey bütün şubelerimizde bulunuyor. Taşıyıcılarımızı kendi otobüslerimizle Türkiye’nin herhangi bir noktasına rahatlıkla gönderebiliyoruz. Bunun dışında bize bağlı çalışan taşıyıcı ekiplerimiz var. Bazı noktalarda da taşıyıcı ekimiz, montajcımız, kaptanımız yola çıkıyor. Ankara’da İzmir’de bizim için çalışan, bizim kalitemizde taşıma ekiplerimiz var. Taşıyıcı ekibimizi Ankara’dan Kırşehir’e gönderebiliyoruz. Şu anda taşımalarımızın %60’ını Anadolu’ya yapıyoruz.

İnsanlar neden Anadolu’ya taşınıyor? Anadoluya göçün nedenleri sizce nedir ?
Şu son dönemde özellikle tayinler nedeniyle taşınmalar oluyor. En çok subaylar, öğretmenler, banka personelleri, ilaç mümessilleri taşınıyor. Novartis, Bilim İlaç, Kraft gibi firmalarla sözleşmelerimiz var. Bu firmalarda çalışan personellerin tayini söz konusu olduğunda taşıma işlerini biz gerçekleştiriyoruz. Taşıma giderleri de firmalar tarafından karşılanıyor. Mesela şöyle bir durum da olabiliyor: Askerlerin belli miktarda harcırahları var. Harcırahlarından taşınma giderlerini karşılıyorlar.

Askerlere indirimli taşımacılık mı yapılmış oluyor?
Özellikle Güneydoğu Bölgesi’ne giden askerlerimize bu yönde destek oluyoruz.

Şehirler arası taşımacılıkta özellikle sigorta çok önemli. Hangi eşyalar sigorta kapsamında oluyor peki?
Tarihi eser haricinde herşey sigorta kapsamında yer alıyor. Tarihi eser taşıması söz konusu olduğunda ise Türkiye’de bu konuda sigorta yapılmıyor. Tarihi eser taşımacılığında eserlerin sigortasını Avrupa’dan yapıyoruz.

Şehirler arası taşımacılıkta maliyeti eşyaların taşınacağı mesafe mi belirliyor?
İstanbul dışında taşınılacak yeri müşterimizi bize anlatıyor, ona göre fiyat belirleniyor.

Şehirler arası ev taşımacılığında da maliyeti belirlemek için ekspertiz gönderiyor musunuz?
İstanbul dışındaki şehirlere şuan için ekspertiz göndermiyoruz. Ancak Ankara şubemiz için bu durum söz konusu olabiliyor. Büyük ve merkezi illerdeki taşımalarda ekspertiz gönderebiliyoruz.

Uluslar arası ev taşımacılığı hakkında bilgi alabilir miyim sizden? Malum yurtdışında yaşayan pek çok vatandaşımız var. Türkiye’ye kesin dönüş yapmak isteyenler eşyalarını taşımanın çok maliyetli olduğunu düşündükleri için eşyalarını ellerinden çıkarma yoluna gidiyorlar.
Biz Uluslararası ev  taşımacılığında daha çok Avrupa ve Orta Doğu’ya yapıyoruz. Türk Hava Yolları’nın personelini taşıdık. Görev yeri değişen CEO’ları, iş adamlarını taşıyoruz. Eşyaları gemi yolu ile konteynerlarda ya da tırla taşıyoruz.

Mesela Hollanda’dan Türkiye’ye ev taşıyacaksınız. Süreci anlatabilir misiniz?
Dünya’nın her yerinde bir acentamız var. Hollanda’dan taşıma yapılacaksa eğer oradaki acentamız devreye giriyor. Hollanda’dan Türkiye’ye taşıma gümrüklü taşıma kapsamına giriyor. Dolayısı ile özel bir taşıma söz konusu. Ev eşyasını oradaki acentamıza yüklettiriyoruz ve bizim firmamız U TRANSPORT aracılığı ile taşınmayı gerçekleştiriyoruz. Eşyalar İstanbul’a geldiğinde gümrük işlemlerini hallediyoruz. Daha sonra eşyaları tırdan kamyonumuza nakledip, eşyaları müşterimize teslim ediyoruz.

Maliyetler ne kadar?
3500-3700 Euro arasında değişiyor.

Keşke bilseydik maliyetlerin bu kadar uygun olduğunu… Son dönemlerde Avrupa’dan Türkiye’ye tanıdığım bir çok kişi kesin dönüş yaptı ve eşyalarını taşıma maliyetleri yüksek olur diye ellerinden çıkarmak zorunda kaldılar…
Bizim amacımız insanların mağdur olmayacağı şekilde evlerini ya da iş yerlerini taşımak. Evlerinin nerede olduğu ya da nereye taşınmak istedikleri bizim için farketmiyor.

Dikkat ediyorum da Avrupa’da ve Dünya’da yaşanan ekonomik kriz insanları kendi ülkelerine geri dönüş yapmaya itiyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Uluslararası ev taşımacılığında insanlar bizleri bilmedikleri için aramıyorlar. Daha çok Türkiye’den yurtdışına taşıma gerçekleştiriyoruz. Daha çok tayinler nedeniyle taşınmalar söz konusu oluyor ya da evlilikler oluyor. Çiftler nerede yaşamak istediklerine  karar veriyorlar ve ona göre taşınma kararı alıyorlar.

Büyük şehirlerde insanlar artık mutsuzlar ve mutsuzluklarını başka bir şehirde kendilerine yeni bir hayat kurarak gidermeye çalışıyorlar. Bu da taşınma oranlarını yükseltiyor diye düşünüyorum…
Benim gördüğüm kadarıyla İstanbul’daki yaşam şekli insanları rahatsız etmiş. Son zamanlarda İzmir’e özellikle bu sebepten dolayı taşınmalar gerçekleştirdik.

Sosyolojik olarak da taşınma konusuna değinmek gerekiyor. ..
İmkanı olan insanlar İstanbul’u terk ediyor. Örneğin ben trafik nedeniyle günde 5,5-6 saatimi yolda harcıyorum. Gerçekten trafik insanları bezdirecek seviyeye gelmiş.Bu yüzden insanlar şehri terk edip, başka yerlere taşınıyorlar. Biz taşıma yaptıktan bir gün sonra müşterimiz arayıp, taşınma ile ilgili bir sorun yaşayıp yaşamadıklarını soruyoruz. Taşıma yaparken kendimizce yaptığımız tespitler de oluyor. Mesela bir müşterimizin üç kuşak önceden aile yadigarı bir yüzüğü varmış ve yüzük kaybolmuş. Çok aramışlar ama bulamamışlar. Eve daha önce hırsız girmiş, yüzüğü hırsızın çaldığını düşünmüşler. Taşınma sırasında bizim taşıyıcı ekibimizden bir arkadaşımız yüzüğü buldu ve müşterimize teslim etti. Müşterimiz sanki Dünya’nın en mutlu insanı olmuştu. Biz de taşıyıcı ekibizdeki arkadaşımızı örnek davranışından dolayı ödüllendirdik, kendisine altın aldık. Bunlar bizim için çok önemli. Ülkemiz insanı manevi değerlerine ve hatıra eşyalarına çok bağlılar. Biz de onların bu hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Hepimizin anne babasından yadigar eşyaları var ve bu eşyaları gözümüz gibi bakıyoruz ve atmak istemiyoruz.

Eski mahalle kültürünün artık yaşatılmadığını düşünüyorum. Artık insanlar kendilerini bir yere ait hissedemiyorlar. Taşınmalar belki de bu yüzden gün geçtikçe artış gösteriyor…
Ben Balat’lıyım. Balat, İstanbul’un en eski semptlerinden bir tanesi. Balat’tan Anadolu yakasına taşındım ama hala Balat’a gidip, oradaki balıkçıyla konuşmak istiyorum. Eve ulaşana kadar en az on esnafla selamlaşıyordum. İnsan bunu bile özlüyor.

İnsanlar kendi öz benliklerini, kültürlerini özlüyorlar. Büyük şehirde aradıklarını bulamayıp, bir süre sonra kendilerini ait hissettikleri yere, memleketlerine geri dönmek istiyorlar… Bu hem Avrupa’da yaşayan Türkler içi geçerli hem de büyük şehire göç etmiş ülkemiz insanı için…
Bizi biz yapan unsurları özlüyoruz, arzuluyoruz ve o unsurlara yakın olmaya çalışıyoruz. Bu şekilde düşünenler zaten İstanbul’u terk ediyor. Ben bir Karadenizli aileni çocuğu olarak şöyle söyleyebilirim; Bizim insanımız emekli olduğu zaman memleketine dönüyor. Çocukların okulu bittiğinde ve evlendiklerinde büyükler memleketlerine geri dönmeyi tercih ediyorlar. Çoluk çocuğu evlendirdikten sonra nedeni olmayanlar İstanbul’dan memleketine dönüyor diyebiliriz.

En çok taşınmalar ne sebeple gerçekleşiyor?
Daha çok ev satın alanlar ve oturduğu muhiti beğenmeyenler taşınıyor. Daha önce de belirttiğim gibi biz bu yıl daha çok doktorlar ve avukatları taşıdık. Bu konuda da doktorların ve avukatların gelirlerinin yükseldiğini düşünüyorum. Ekonomik durum yükselince taşınmalar gerçekleşiyor haliyle…

Taşınırken insanlar farklı bir ruh halinde oluyor. Her ne kadar eşyalarınızı başkaları taşısa da yeni eve yerleşme ve adaptasyon sorunu oluyor. Mesela benim çalışma odam şu an savaş alanı gibi. Bu eşyaların düzenlenmesi, yeniden bizim tarafımızdan yerleştirilmesi gerekiyor…
Sizin gibi yazarlar genellikle evin bir bölümünü çalışma odası olarak kullanıyorlar. Evleri yazarların ikinci ofisleri gibi oluyor. Biz insanların iç dünyasına, mahremine giriyoruz. Taşımalar sırasında şunu anladım ki; İnsanlarımızın çoğu  bu konuda hassaslar ve sıkıntılı bir ruh hali içerisindeler.

Taşınmak kolay değil. Yeni eve alışmak da…
İnsanlar son anılarını bizlerle yaşayıp, taşınıyorlar. Kimisi evinde husursuz olduğu için taşınıyor. Bu konularda bizim de psikolojimizin iyi olması lazım ki müşterimize pozitif enerji verebilelim. Taşıyıcı ekimize de bu yönde her gün eğitim veriyoruz. Çünkü taşınan insanların çoğu taşınma sırasında sıkıntılı oluyor. O yüzden biz müşterimizden taşınma sırasında kendisine ait özel eşyalarını ve değerli eşyalarını yanlarına alıp, geri kalan işi bize bırakmalarını rica ediyoruz.

İşten işe taşımalarda nelere dikkat ediyorsunuz? Fabrikalar, ofisler, buralarda bulunan özel aletler nasıl taşınıyor?
Bu hafta mesela Darphane’yi taşıyacağız. Özel koşullarda kaskolu taşıma yapacağız. Taşıma özel güvenlik eşliğinde gerçekleşecek ve Darphane’yi Ankara’ya taşıcağız. İş yerlerinin taşınmasında genel olarak herhangi bir sorun yaşamıyoruz. İş yerlerinde kişisel eşyalar pek olmadığı için genellikle taşımalar daha kolay oluyor. Özellikle son dönemlerde oldukça başarılı bir taşımamız oldu. Kraft firmasının ofis taşımasını gerçekleştirdik. Daha önce bir firma ile anlaşma sağlanmış fakat problem yaşamışlar. Bizleri son dakikada aradılar. Bazen taşınma esnasında bir başka firmadan zarar görüp de bizleri çağıran müşterilerimiz de oluyor… Taşıyan ve taşıtan insanların kalitesi de taşıma fiyatını belirliyor. Taşıma esnasında anlaşılan fiyattan daha fazlasını talep edenler de oluyor. Maalesef böyle durumlarla da karşılaşıyor insanlar. Hatta taşıma esnasında hakarete maruz kalan insanlar da biliyoruz biz ve böyle durumların yaşanmamasını ve insanların mağdur edilmemesini arzu ediyoruz…

Bizim merdiven altı diye tabir ettiğimiz firmalardan aslında çok da fiyat farkımız yok. 200-300 TL gibi bir fiyat farkı var. Bu fiyat farkının nedeni ise tamamen taşımada kullanılan malzemelerden kaynaklanıyor. Eşyalara zarar gelmemesi ve sorunsuz bir taşınma olabilmesi için bu maliyeti üstlenmemiz gerekiyor. Bazen taşınacak yerin büyüklüğü göre 6 -15 kişi çalıştırmanız gerekebiliyor. Malzemeden ya da iş gücünden kısarsanız, hizmet kalitesi otomatik olarak düşer.

Örneğin bir plazada  ofisi olan bir şirket kendisi için yeni bir genel müdürlük binası inşa ettirdi. Çok katlı binalarda ve fabrikalarda taşınma nasıl gerçekleştiriliyor?
Plazalardaki ofislerde genelde yük asansörleri oluyor. Taşıma ekibimiz taşınacak eşyaları ambalajlıyor. Bu konularda zaten arkadaşlarımız deneyimli.

Sizi ofis taşımacılığı yaparken kim yönlendiriyor? Eşyaları nasıl taşıyorsunuz?
Eşyaları taşımaya başlamadan kodluyoruz, fotoğraflarını çekiyoruz. Örnek bir taşımamızı anlatayım ben size; Denizcilik İdaresi’ni Sultanahmet’ten Aksaray’a taşıdık.  Kocaman, büyük bir bina. Taşıma işlemimiz tam bir hafta sürdü. Taşıma işlemini kısım kısım yaptık. Devlet kurumlarının taşınma işlemleri ihale ile gerçekleştiriliyor. Başarılı bir taşıma işlemi oldu. İkinci ve üçüncü ihaleler de bize verildi.

Son olarak ev ve işyerini taşıyacaklara ne tavsiye edersiniz?
Taşımayı gerçekleştirecek firmanın bu konuda “K3 Yeterlilik Belgesi”ne sahip olması gerekiyor. Bu belge 30 ton taşıma kapasitesi olan ev ve büro eşyası taşımacılığında kullanılan bir belgedir. Ulaştırma bakanlığı tarafından en az 4 aracı olan firmalara verilir. Dolayısı ile 3-5 tane farklı araç sahibi biraraya gelip, ev taşımacılığı yaptığında sorunlar ortaya çıkıyor. Bizim kuruluş amacımız da bu durumdan kaynaklanıyor. Bu işi profesyonel olarak yürütmek ve sektöre bir standart getirmek istiyoruz. Bu noktada dileyen firmalar bizim kurumsal organizasyonumuzun çatısı altında, bizim standartlarımızda hizmet verebilirler. Evden eve ve işten işe taşımacılık sadece kapalı kasa bir kamyona sahip olmakla yapılabilecek bir iş değil. Bu konuda sadece İstanbul’da çalışan 36 ekimiz ve 7 aracımız var. Her ekip ortalama olarak 6 kişiden oluşuyor. Bu ekibin içinde ayrıyeten ambalaj ekimiz var. Bu personele yaklaşık 3 ay boyunca özel eğitimler veriliyor. Müşterilerimizin eşyaları eğitimli ekipler tarafından taşınıyor ve her ekip günde sadece 1 ev taşıyor. İlerleyen zamanlarda filomuzdaki araç sayısını ve personel sayımızı artırıp, müşterilerimize daha büyük bir ekiple hizmet vermeyi planlıyoruz. Hedefimiz Türkiye’de bu işin profesyonel anlamda insanların istedikleri normlarda taşımayı hedefliyoruz. Ulusoy Seyahat’in kalitesini müşterilerimize ev taşımacılığında da vermek istiyoruz.

Röportaj ve fotoğraflar: Nurhan Demirel

Tuesday, December 28, 2010


Türkiye’nin en popüler müzik dinleme servisi fizy.com erişime kapatıldı. Fizy, sade arayüzü ve fonksiyonelliği ile kısa sürede hem Tükiye’de hem de Dünya’da çok sevilmişti. Düşünüldüğünde istenilen müziğe anında erişim aslında çok hoşumuza gidiyor. Ancak telif haklarını ihlal ettiğimizden hiç birimizin haberi yok!


Fizy, sonuç itibarı ile ticari bir internet sitesi. Coca ColaAveaTurkcellToyota,  Mini Cooper ve Adidas gibi büyük reklamverenleri var. Dolayısı ile sunmuş olduğu hizmetten dolayı para kazanıyor.
İnternet kullanıcılarının sunulan içerik kullanılırken de sanatçılara telif hakkı ödenmiyor. Yani içerik oluşturmaya ekstra bir bütçe ayrılmıyor. Bu noktada sanatçı ya da dağıtımcılar pek tabii olarak Fizy’den şikayetçi olabilirler. En doğal haklarıdır bu.
Hatta olmalılar da…

İçeriğin oldukça önem kazandığı günümüzde sanatçıların eserlerinin izinsiz olarak kullanılması önce emeğe saygısızlıktır. Bir şarkının oluşturulması velhasıl kolay ve herkesin yapabileceği bir iş değildir….
Yanlış anlaşılmasın: Benim Fizy’e karşı takınmış olduğum bir tavır falan yok. Hatta zaman zaman ben de Fizy’den güzel şarkılar dinlerim. Hatta kendime bir playlist bile oluşturdum.
Kullanıcıların şarkıları indirmeden dinleyebildiği bir platform olan Fizy, her ne kadar istek parça servisi gibi görünse de olayı bu kadar basite indirgememek gerekiyor.

Sansüre karşıyım
İnternet sitelerinin kapatılmasından yana değilim. Sansüre de karşıyım ancak fikir ve sanat eserlerinin sahiplerinden izinsiz olarak, ticari amaçla kullanımına da göz yummamak gerekiyor. Pekala Fizy, sanatçılara üzerinden kar elde ettiği şarkılar nedeni ile telif ödeyebilir.
Bu konuda aslında internette oldukça esnek bir alan. İnternet siteleri farklı gelir modelleri ile kazanç elde edebiliyorlar. Bu yöntemler reklam ya da affilate gibi sistemler olabiliyor. Eser sahipleri ile de bu türden anlaşmalar sağlanabilir. Mesela aylık dinlenen şarkı başına Fizy ne kadar gelir elde ediyorsa, bu gelir eser sahipleri ile pekala paylaşılabilir. Böylelikle eser sahipleri de Fizy’nin şarkılarının yayınlamasına karçı çıkmaktansa, siteye destek vermeyi tercih ederler.

YouTube, Vimeo, Fizy gibi internet siteleri neden kapatılıyor? 
Müzik ve sinema endüstrisinin en önemli sorunlarından birisi eserlerin izinsiz kopyalaması ve ticari amaçla kullanılmasıdır. Bu nedenle bu amaca hizmet eden bir çok internet sitesi kapatıldı. Dolayısı ile bu nedenle site kapatılması Türkiye’ye özgü bir şey değildir.  Bu yüzden Fizy’nin kapatılmasını YouTube’un ve Vimeo’nun kapatılması ile bir tutmamak gerekiyor. YouTube’un yasaklanması ve uzun bir süre açılmaması ile birlikte Türkiye’de sanki yasakçı bir zihniyet söz konusuymuş gibi hissediyor insan ancak durum yasakçı zihniyet gibi basit bir yakıştırmadan ibaret değil. Önce YouTube’un kapanması konusuna değinelim. Çoğumuz için internet sınırsız özgürlük anlamına geliyor ancak Dünya nüfusunun belirli bir kısmınu suçlu ve suça meyilli insanlar oluşturuyor. İnternette belirli sınırlar olmadığı takdirde bu sınısız özgürlük kavramı, tehlikeli bir kitle imha silahına dönüşebilir.Normal şartlarda kullanıcılar içeriğinden rahatsız oldukları videoları YouTube’a şikayet edebiliyorlar. Türk kullanıcılar da YouTube’un kapanmasına neden olan videoyu şikayet ettiler ancak bu şikayetler görmezden gelindi. Bir kere bir internet sitesi ya da herhangi bir yayın dinleyicilerinin ya da okuyucularının görüşlerini görmezden gelemez. YouTube da ayrıca ifade özgürlüğü adı altında terörist örgütlerin propagandaları da yer alıyor. Bana göre internet siteleri  insanların yaşamlarını tehdit edecek içeriğe karşı daha dikkatli olmalıdır. Bu yüzden internet sitelerinin çok da masum olmadığını düşünüyorum. Google ve Facebook‘un da kullanıcı bilgilerini sattığını ayrıca hatırlatırım. Yani şuanda hepimizin bütün bilgileri satılmış durumda… Hepimiz sahibinden satılık internet kullanıcıları modundayız…

Fizy’nin neden kapatıldığını hiç düşündünüz mü?
Fizy, MÜYAP başvurusu sonucu alınan kararla kapatıldı.  İnternet sitesinde MÜYAP kendini şu şekilde tanımlıyor: ” MÜYAP,  5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ nun 42. maddesi gereğince kurulmuş olan bir meslek birliğidir. Sektörümüzün ileri gelen kuruluşlarının önderliğinde sürdürülen çalışmalar sonucunda, 02.02.2000 tarihinde Kültür Bakanlığı’na müracaat etmiş; 03.08.2000 tarihinde Kültür Bakanlığı’nın makam onayı ile tüzel kişilik kazanmıştır. ” Yani kuruluş fikir ve sanat eserlerinin korunması amacıyla faaliyet gösteriyor. Bizlerin yapması gereken şey ise Fizy kapatıldı diye hayıflanmak yerine, Fizy’nin neden kapatıldığını anlamaya çalışmak… Fizy’nin bir Türk markası olması ve uluslararası alanda başarılı olması sanat eserleri sahiplerinin haklarını çiğneyebileceği anlamına gelmiyor.
Sevgiler,
Nurhan Demirel

Thursday, December 02, 2010

Evini taşıyacaklar dikkat!

Sevgili okur, daha önceki yazılarımda evimi taşıyacağımdan bahsetmiştim. Bir haftalık yoğun bir ev arayışından sonra evimi karşı siteye taşıdım. Halbuki aklımda dağ, deniz, yürüyüş yolları olan bir yere taşınmak vardı. Ancak sanırım benim hayal dünyam oldukça geniş… Öyle bir ev olmadığı için hayalimi süsleyen evi bulana kadar yeni evimde yaşamımı sürdüreceğim. Zaten yaşam dediğimiz şey hayallerimizin peşinden koşmak değil mi?!

Yeni bir ev, yeni bir yaşam
Ev ararken çok güzel evler de buldum ama bir şeyler beni huzursuz etti. Ne olduğunu anlayamadım. Kendime her baktığım evde bir yaşam hayal etmeye çalıştım ama olmadı. Tam hangi eve taşınacağıma karar vereceğim akşam bizim apartman görevlisi Sadık Bey karşı siteden bir dairenin boşaldığını haber verdi. Gece yarısı operasyonu ile gittim, eve baktım. 3+1 temiz, ferah  bir ev. Hem de alıştığım semtte. Alıştığım semt derken aslında buraya alışmam hiç de kolay olmadı. Burgazada’dan ilk taşındığım zamanlarda şehrin kalabalığından ürküyor, sokaklarda rahat yürüyemiyordum. Hem çarpık kentleşme hem de toz bulutuna bürünmüş şehir beni rahatsız ediyordu. Adanın vapurunu, temiz havasını, bahçemdeki çiçeklerimi özlüyordum. Hem de çok özlüyordum. Ancak aşırı yağmurlar ve değişen zorlu hava koşulları adada yaşamayı zorlaştırıyor. Artık Bostancı-Adalar hattında vapurlar da çalışmıyor. Mecburen gürültülü motorlarda seyahat etmek zorundasınız. Üstelik bu motorlarla kışın seyahat etmek ne derede güvenli orası da tartışılır… Oturduğum semti artık seviyorum. Peynircisine, marketine, fırınına alıştım. Bu yüzden farklı bir semte taşınmaktansa burada kalmayı tercih ettim. Üstelik bu sefer okuduğum üniversiteden Arif Hoca ile aynı katta oturuyoruz. Evim hazır, komşum hazır diyerek hemen evi tutmaya karar verdim ev sahibi ile çetin pazarlıkların ardından anlaşarak, evi kiraladım. Sıra geldi taşınmaya…
Bazen kaplumbağa olasım geliyor.
Evimi sırtımda taşıyasım…
Eşyalar fazla geliyor çoğu zaman.
Bir ben, bir kendim, bir de sevdiğim yetiyor bana…

Ev nasıl taşınır? 
Sevdiğim olunca yanımda, mutlu olunca hayatta en zor şeyler bile gözüme çok kolay görünüyor. Bu sefer içim o kadar rahattı ki… Hatta bu rahatlık beni bile rahatsız bile ediyordu. İşe ilk olarak bir taşıma firması arayarak başladım. Yeni taşınacağım apartmanın görevlisi Erdal Bey Ağaoğlu Nakliyat’ı önerdi ve birlikte konuşmaya gittik. Taşıyacağımız evin özelliklerini ve nereye taşınacağımızı anlattık. Firma ile akşam ekspertiz için sözleştik. Akşam ekspertiz için firma yetkilisi Erdal Bey eve geldi, evin her yerini gezdi ve fiyat verdi. Mini bir pazarlık aşamasından sonra anlaştık ve ertesi gün sabah 08.00’de taşınmak üzere sözleştik.
Erdal Bey evden eve taşımacılık konusunda oldukça tecrübeli. Bütün Ataşehir bölgesinin evden eve taşıması Erdal Bey’den soruluyor. Erdal Bey sadece sıradan vatandaşlarının evlerini değil, bu zamana kadar bir çok ünlü ismin de evini taşımış. Ağaoğlu Nakliyat’tan Erdal Bey hem evimizi taşıdı, hem de kendisiyle evden eve taşımacılık konusunda konuştuk…

Hangi ünlü isimlerin evlerini taşıdınız? 
İpek Tuzcuoğlu, Latif Doğan, Halit Ergenç, Gülben Ergen, Beşiktaş’lı futbolcu Serdar, Fenerbahçe’li futbolcu Carlos ve Aksoy Ailesi’nin evini biz taşıdık. İş Bankası ve Philip Morris’in taşımacılık işlerini biz yürütüyoruz.

Ünlüleri genelde kaprisli insanlar olarak biliyoruz. Taşınma esnasında hiç arıza çıkaran oluyor mu? 
Taşınma psikolojisi insanları yıpratıyor, geriyor, strese sokuyor. Bu durumu anlayışla karşılıyoruz. Biz onların hayatı kolaylaştırmak için çalışıyoruz.

Ünlüler taşınırken nelere dikkat ediyor? Eşyalarını topluyorlar mı yoksa bütün işi size mi bırakıyorlar? 
Orta kesimde eşya toplama alışkanlığı var, üst düzey de bu yok. Bir plan hazırlıyorlar ve o planı bize veriyorlar. Biz de ona göre taşıma işlemini gerçekleştiriyoruz. Mesela Gülben Ergen yeni evine taşınmadan önce eşyaların fotoğraflarını çekti. Daha sonra eşyalar fotoğraftaki yerleşime göre yeni eve yerleştirildi. Kendisi gözlemlediğim kadrı ile çok titiz bir ev hanımı. İpek Tuzcuoğlu bizi Halit Ergenç’e tavsiye etmiş. Onun da bekar evini taşımıştık. Zaten çok fazla eşyası yoktu. O yüzden çok zorlanmadık.

Siz hem evden eve hem de işten işe taşımacılık mı yapıyorsunuz? 
Evet. Bütün Türkiye’ye şehir içi ve şehirler arası taşımacılık yapıyoruz.Ağırlıklı olarak tavsiye üzerine çalışıyoruz.

Benim yaptığım fiyat araştırmasına göre şehir içi taşımacılıkta fiyatlar 600 TL’den başlıyor ve 1200 TL’ye kadar çıkabiliyor. Çoğu insan pazarlıkla bu fiyatları daha da aşağıya çekmeye çalışıyor. Şehir içinden şehir içine ya da şehir içinden şehir dışına taşımacılıkta fiyatlar nasıl belirleniyor?Eşyanın kalitesi ve şehirler arası taşıma mesafesi taşımanın ücretini belirliyor. Eşyaya bir zarar geldiğinde ise firmamız oluşan zararı karşılıyor.

Taşınan eşyalar sigorta ile mi güvence altına alınıyor? 
Evet. Zarar gören eşya beyaz eşya ise ilgili servise götürülür, tamiri mümkünse yaptırılır. Mobilya ise mobilyacılarla görüşülür. Tamiri mümkün olmayan durumlarda ise yeni ürün temin edilir.  Bu işlemlerden sonra anlaştığımız ücreti tahsil ederiz.

Nasıl ev taşıyorsunuz? 
Önce evin eksperi yapılır, eşyalara bakılır. Eşyaların durumuna ve taşınacak evin özelliklerine göre fiyat belirlenir. Özel taşıma gerektiren eşyalar varsa bu eşyaların ambalajları yapılıyor. Genelde taşınılacak evin genel temizliği, boyası, badanası yaptırılmış oluyor. Bu durumu göz önünde bulundurarak, ev taşıyoruz. Evin zeminine ve parkelere zarar vermemek için zemini kaplıyoruz. Böylelikle ev taşıma sonrasında evi yeniden temizlemek gerekmiyor. Taşıma sırasında taşıma yapan elemanlarımız sırtında yük ile içeriye girmiyor ve duvarları çizmiyorlar. Ayrıca taşıma yapan elemanlarımız gerekmedikçe müşterilerle iletişim kurmazlar, kimseye rahatsızlık vermezler. Herkes kendi işini yapar, işine konsantre olur.

Şehirler arası taşımacılık hizmetini nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Evini şehir dışına taşımak isteyen okurlarımıza neler önerirsiniz?
Şehirler arası taşımacılıkta en önemli nokta sigorta. Sigorta olmazsa olmaz. Müşterilerimz bizi tavsiye üzerine arıyor. Aldıkları hizmetten memnun kaldıkları için başkalarına da tavsiye ediyorlar.  Okuyucularınıza sigortadan sonra yakınlarının tavsiyelerini dikkat etmelerini öneririm ama sigorta muhakkak olmalı.

Bütün evden eve taşımacılık firmaları eşyalarımızı sigortalıyor mu? 
Her firma sigorta yapmıyor ancak firma yetkilileri eşyalara sigorta yapıldığını sözel olarak ifade edebilir. Bu noktada evini taşımak isteyen insanların dikkatli davranması gerekiyor. Anlaşma yapmış olduğunuz taşıma firması kapınıza geldiğinde, eşya taşınmaya, kamyona yükleme yapılmaya başlanmadan önce sigorta poliçesini istemeniz gerekiyor. Poliçe imzalanmadan evinizi taşımamanızı öneririm.

Peki ev taşırken nelere dikkat etmek gerekiyor? 
Öncelikle taşınma işini anlaşmış olduğunuz firmanın kendi elemanları yapmalı. Bu en önemli ve birinci şartımız. Bazı firmalar kahvelerden işsiz adam toplayıp, taşıma işlemi yaptırıyor. Bu işte eşyaların zarar görmemesi ve müşterilerin mağdur olmaması için konusunda eğtimli elemanların çalışması gerekiyor. Firmanın kendi elemanları çalışmadığı zamanlarda dışarıdan gelen işçiler eşyaların fazlalığını bahane ederek, ekstra ücret talep edebiliyorlar. Eşyalar taşınmaya başlandığı için çoğu insan bu durumda mağdur oluyor. Firma yetkilisi de ortalarda olmadığı için müşteriler mecburen işçilerin isteklerine boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Bu yüzden evinizi taşıtmadan önce güvenilir bir firma ile el sıkışmanız gerekiyor. Bunu yapmadığınız takdirde taşınma esnasında işçilerle yeniden pazarlık yapmanız gerekebilir.

Kiracı o gün evini boşaltmak zorunda olduğu için bütün olup bitene göz yummak zorunda kalıyor sanırım…
O duruma düşen çok insan var. Mecburen yersiz isteklere boyun eğmek zorunda kalıyorlar. O anda yapılacak pek bir şey yok çünkü. Bazen insanların taşındıkları evde 1 gün bil kalma lüksleri olmuyor maalesef. Bu gibi durumlara düşmemek için ev taşıma konusunda daha dikkatli davranmak gerekiyor.

Başka nelere dikkat etmek gerekiyor? 
Mesela evinizi şehir dışına taşıyacaksınız. Mutlaka eşyalarınızın kapalı kasa bir araçla taşınması gerekiyor. Araçların üstünde firmanın kendi logusu ve iletişim bilgileri olmalı. Bu bilgiler size vermiş oldukları iletişim bilgileri ile birebir örtüşmeli. Bazı firmalar anlaştıkları araç sahipleri ile taşımacılık yapıyorlar. Eşyalarınızı kapalı kasa kamyona yükleyip, daha sonra araç değiştirebiliyorlar. Bunlara dikkat edilmesi gerekir. Kurumsal firmalar bu tarz uygulamalar gerçekleştirmez.

Piyano, kasa, değerli tablo gibi eşyaları nasıl taşıyorsunuz? 
Ekspertiz sırasında piyano ve kasa gibi ağır eşyalar varsa eğer ona göre fiyat belirleniyor. Bu eşyaları taşıma prosedürü daha farklı oluyor çünkü. Tablolara ise özel çerçeve yapılıyor ve cam taşırmış gibi dikkatli davranıyoruz.
Evinizi taşıtmak için Ağaoğlu’ndan Erdal Bey ile görüşebilirsiniz.
İletişim: 0216 572 67 66

Monday, November 22, 2010

İnternette indirimli alışverişin adresi: markafoni.com

İnternetten alışveriş hayatımıza girdiğinden beri hem bütçemiz rahatladı hem de ayaklarımız. Bendeniz zaten sevmem dükkan dükkan gezip alışveriş etmeyi. Çünkü ne zaman bir şeye ihtiyacım olsa her nedense aradığım şeyi bulamıyorum. Ancak internetten alışveriş mevzu bahis olunca ne istiyorsam aradığım şey bir tık uzağımda. İnternet girişimcileri sağ olsun en ucuz ürünleri nerede bulacağımızı bile söylüyorlar…

Alışveriş her zaman ihtiyaçlarımız doğrultusunda olmuyor. İhtiyacımız olmayan ancak fiyatı çok uygun olan ürünleri de bulduğumuz zaman kaçırmıyoruz. Ne de olsa bu fiyata bulamam deyip, alacağımız olmasa da alıveriyoruz. İhtiyacımız olan ürünleri uygun fiyata satın alabilmek için ise alışveriş sitelerinin kampanyalarını bir hafiye titizliği ile takip etmek gerekiyor. Benim sürekli takip ettiğim alışveriş sitelerinden biri de Markafoni. Markafoni’den uygun fiyata alışveriş yapabilmek için sabah 07.30’a saatinizi kurup, yüzünüzü bile yıkamadan bilgisayar başına oturmanız gerekiyor. Ne demişler her şeyin bir bedeli var…

Bu hafta ki röportaj konuğum Markafoni Kurucu Ortağı Sina Afra ile internetten üzerinden indirimli alışverişi ve Markafoni’den alışveriş yapmanın püf noktalarını konuştuk…

Markafoni Kurucu Ortağı Sina Afra
Markafoni nedir? Ne değildir?
Markafoni moda ve yaşam tarzı sunan özel bir alışveriş kulübüdür. Türkiye’nin ilk alışveriş kulübü Markafoni giyim, aksesuar, kozmetik, dekorasyon başta olmak üzere pek çok kategorideki seçkin markaları yüzde 70’e varan indirimlerle sunuyor. Markafoni aynı zamanda online olarak güvenli alışveriş de sağlıyor. Markafoni şu an Türkiye’de sadece birkaç bankanın sitesinde olan yeşil browser’a sahip. Sitenin maksimum güvenli olduğunu belirten yeşil browser, sadece güvenlik altyapısı çok güçlü olan sitelere veriliyor. Aylık ziyaretçi sayısı 6 milyonu aşan markafoni’nin 1,5 milyonu aşan aktif üyesi var. Bir alışveriş sitesinden ziyade alışveriş kulübü olarak faaliyet gösteren Markafoni davet yoluyla üye kabul ediyor.

Kendinizi “özel alışveriş kulübü” olarak tanımlıyorsunuz. Nedir bu özel alışveriş meselesi anlatabilir misiniz?
Özel alışveriş kulübü konsepti 2001 yılında Fransa’daki vente-privee.com sitesiyle ortaya çıktı. Tüm dünyaya hızla yayılan bu konsept, Türkiye’ye de Markafoni’yle beraber geldi. Sıradan bir alışveriş sitesinden farkı davetiye yoluyla üye kabul etmesi ve üyelerine özel kampanyalar düzenleyerek fırsatlar sunması diyebiliriz. Elit bir üye grubuna sahip olan Markafoni, Markafoni üyelerinin kendilerini özel hissetmeleri için onlara özel fırsatlar sunmanın yanı sıra hoşlarına gidecek sürprizler yapmayı da ihmal etmiyor.

Kaliteli ve markalı ürünleri indirimli satıyorsunuz. Outlet’den farkınız nedir?
Markafoni outlet mağazalarda göremeyeceğiniz birçok seçkin markaya da indirimli olarak sahip olma fırsatı sunuyor. Bunun yanı sıra tedarikçi açısından bakarsak da markafoni sayesinde markalar, mağazalarının vitrinlerine büyük harflerle indirim yazmadan veya outlet mağaza masrafları olmadan ellerinde kalan stok fazlası ürünleri tüketiciyle buluşturma imkanı buluyorlar. Böylece indirim dönemlerinde bile markalarının algısını korumuş oluyorlar.

Markafoni’den alışveriş yapabilmek için ne/neler yapmak gerekiyor?
Markafoni’den alışveriş yapabilmek için davet almak ve ardından da üye olmak yeterli. Ardından Markafoni’deki dilediğiniz kampanyadan yararlanabilir, istediğiniz alışverişi yapabilirsiniz.

Markafoni’den alışveriş yapmanın püf noktaları nelerdir?
Her gün Markafoni’de o gün olacak kampanyalarla ilgili bilgiler mail olarak gönderiliyor. Maillerinizi sabahtan kontrol edin ve eğer kampanya dahilinde gerçekten almak istediğiniz bir şeyi görürseniz fazla beklemeyin. Çünkü siteye bir sonraki girişinizde o ürünün yanında “tükendi” ibaresi bulabilirsiniz!

Markafoni’den alışveriş yapmanın tüketiciler için avantajları nelerdir?
markafoni seçkin markaların ürünlerini hem yüzde 70’e varan indirimlerle alma fırsatı sunuyor hem de zamandan kazandırıyor. markafoni ile bilgisayar başından hiç kalkmadan alışveriş yapmanın keyfine varıyorsunuz.

Markafoni ekibinde kimler var? Sitede yer alacak markalar ve indirim oranları nasıl belirleniyor?
markafoni 220 kişilik uzman bir ekibe sahip. Sitede yer alacak markaları belirlerken üyelerimizin isteklerini de dikkate alıyoruz. Şu an Türkiye’deki yerli ve yabancı 900 moda markasıyla işbirliği halindeyiz. İndirimleri ise bir ürünün mağazadaki satış fiyatının üzerinden belirliyoruz.

Günde ortama kaç kadın Markafoni’den alışveriş yapıyor? En çok hangi markalara ve ürünlere rağbet var?
Günlük ortalama 10 bin adet ürün satılıyor. Alışveriş yapanların yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor.

Markafoni ile birlikte Türkiye’de alışveriş alışkanlıkları da değişti. Siz bu değişimi nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye’nin ilk alışveriş kulübü markafoni, sunduğu fırsatlar ve kolaylıklarla insanların alışveriş alışkanlıklarını değiştirdi. Bilgisayar başından rahatça alışveriş yapmanın keyfini alanlar bundan kolay kolay vazgeçemiyor. Şu an Türkiye’de 4-6 milyon civarında online alışveriş kullanıcısı bulunuyor. Bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacak ve 2013 yılında 22 milyon online alışveriş kullanıcısı olacak.

Markafoni’den alışveriş yapanlar genellikle kargoların ellerine geç ulaşmasından şikayetçiler. Yakın zamanda bu konuya bir çözüm getirilecek mi?
Markafoni’nin 7/24 açık bir profesyonel müşteri hizmetleri var. Biz de genelde bu konuda şikayet alıyoruz ve bu konu üzerinde gerekli iyileştirme çabalarımızı yapıyoruz. Çok yakın bir zamanda yeni yerimize taşınıyoruz. Türkiye’nin en modern ve muhtemelen en büyük B2C (firmadan müşteriye) lojistik merkezi olacak. Yeni depomuzun günlük gönderim kapasitesi 50 binin üstünde. Böylece ürünlerimizi üyelerimize çok daha hızlı ulaştırıyor olacağız.

Markafoni’den satın aldığımız ürünleri beğenmezsek geri iade edebilir miyiz? Bu süreç nasıl işliyor?
Bu konuda yasal süreç aynen geçerli. Üyelerimiz ürün onlara ulaştıktan sonra, 7 iş günü içerisinde vazgeçme haklarını kullanarak satın aldıkları ürünü iade edebilirler.

Kaçırdığımız kampanyaları yoğun istek üzerine tekrar yapmanız gibi bir durum söz konusu oluyor mu?

Tabii ki. Üyelerimizden gelen yoğun talep üzerine, eğer koşullar da uygunsa tekrar düzenlediğimiz kampanyalar oluyor.

Bazı cazip indirim fırsatlarında ürünlerin hemen tükendiğini görüyoruz. Her bir ürün kaç adet olarak satışa sunuluyor?
Bu, üründen ürüne göre değişiklik gösteriyor. markafoni markalara ellerinde kalan stoklardan kurtulmalarını sağladığı için satışa sanılan ürünlerin adedi tamamen tedarikçinin elinde kalan malların sayısına bağlı oluyor.

Röportaj: Nurhan Demirel

Monday, November 01, 2010

TEST: En iyi elektrikli süpürge hangisi?


Bu hafta en iyi elektrikli süpürgeyi seçiyorum. İki haftadır Desperate Housewies (Umutsuz Ev Kadınları) ruh haliyle evleri süpürdüm, sildim ve elektrik süpürgesinin sesine kulak kesildim…. Ve şunu farkettim ki; ben evleri ne zaman süpürmeye başlasam, kesin bir şeye sinirlenmiş oluyorum ve sinirimi evi süpürerek geçirmeye çalışıyorum.  Çoğu zaman süpürmek yetmiyor, evin altını üstüne getiriyorum. Bazı insanlar kırıp geçirirken, ben sinirlendiğimde etrafı düzenliyorum ve kafamı rahatlatıyorum. Bu arada şunu da belirtmeliyim ki hiç kimse ev süpürmekten hoşlanmıyor, elektrikli süpürgenin sesine de tahammül edemiyoruz.

Türkiye’de beyaz eşya ve elektronik eşya satın alırken; satın alma kararını yetkili servis desteği belirliyor. Kullanıcılar satın aldıkları ürünlerin  öncelikle işe yarar olması, dayanıklı olması ve en önemlisi teknik servis desteği vermesini önemsiyor. Elektrik süpürgesi denince akla hemen Bosch markası geliyor. Tüketici tercihini elektrik süpürgesi söz konusu olduğunda Bosch’tan yana kullanıyor. Çoğu elektrikli süpürge kullanıcısı markanın hem ürünlerinden hem de teknik servisinden memnun. Bosch satın alamayanlar ise ekonomik olduğu için daha çok yerli markalara yöneliyorlar.

Evdeki yeni yardımcınız: Homend elektrikli süpürge 

Bilgisayarlarla olması gerekenden daha fazla haşır neşir iseniz Index’in adını kesin duymuşsunuzdur. Kendileri Türkiye’nin en büyük elektronik dağıtım şirketi oluyor. Geçtiğimiz ay Homend markası ile ev aletleri ürettiklerini duyurdular. Index ve ev aletleri…. İkisini bir arada düşündüğümde aklıma süpersonik hayaller düştü. Kesin teknoloji ile tasarımın birleştiği süper ev aletleri yapmışlar diye aklımdan geçirdim. Ne yalan söyleyeyim… Nitekim yanılmamışım. Homend’den test için elektrikli süpürge istedim ve çok kısa zamanda Homend Dustbreak 1202 model elektrikli süpürgeyi kargo ile evime gönderdiler. Bu da gösteriyor ki tüketiciyi önemsiyorlar. Aynı hassasiyeti tahmin ediyorum ki bütün tüketicilerine gösteriyorlar. En önemlisi de bu değil mi zaten?..
İlk başta da söylediğim gibi ev işi yapmayı sevmiyorum ama yapmak zorundayım. Bir şeyi zorunlu olarak yapmak kadar beni rahatsız eden başka bir şey yok. Ev aletleri satın alırken de ekonomik olması, dayanıklı olması tabii ki bir de iş görür olmasına dikkat ediyorum. O yüzden kendime küçük boy ve ekonomik bir süpürge satın almıştım. Nasıl olsa süpürge, evi süpürse yeter diye düşünmüştüm… Meğer benim süpürge evleri süpürmek şöyle dursun, bu zamana kadar yan gelip yatmış… Nereden mi anladım? Salonun ortasında kahverengi bir halım var. Yeni halı olduğu için sürekli tüyleniyor. Benim süpürge de aheste aheste halıyı süpürüp, köşesine çekiliyordu. Ertesi gün olduğunda ise halı sanki süpürülmemiş gibi gene tüylü tüylü bana sırıtıyordu. O zaman elime bir halı fırçası alıp, bir de fırça ile tüyleri topluyordum. Homend süpürge gelince ilk iş olarak halıyı süpürdüm. Ne toz  kaldı halının üstünde, ne de tüy… Sanki yeni yıkanmış gibi tertemiz olmuştu. O gün bugündür kendi süpürgemle evi süpürmedim. Eski süpürgem terk edilen bir kadın gibi… Evin ıssız bir yerinde köşesine çekilmiş, bekliyor şu anda…

Emiş gücü yüksek, etrafta toz bırakmıyor
Saçlarım uzun olduğu için haliyle evin her yanına dökülüyor ve uzağı göremediğim için bu kılları evi süpürürken göremiyordum. Etrafta saç, tüy, toz kalmasın diye elimden geldiğince evi temiz süpürmeye çalışıyordum. Ancak elektrikli süpürgemle aramda yaklaşık bir metre gibi bir mesafe olduğu için haliyle her şeyi göremeyebiliyorum. Homend elektrikli süpürge ile tozları ve yere dökülen saçları göremesem de makinenin emiş gücü yüksek olduğu için yerde ne var ne yoksa silip, süpürüyor. Süpürdüğüm yeri görmem, yerdeki tozları ya da televizyon izlerken çitlediğim çekirdekleri makine çekmiş mi diye kontrol etmem gerekmiyor. Homend elektrikli süpürge; 2000 Wattlık motor gücü ve 400 Wattlık emiş gücü ile adeta bir “Cep Herkülü” diyebilirim.

Toz torbası derdi yok
Eski tip elektrik süpürgelerinde iş süpürge satın almakla bitmiyordu. Bir de mütemadiyen dolan toz torbalarını değiştirmek gerekiyordu. Yeni üretim elektrik süpürgelerinde ise genelde toz torbası kullanılmıyor. Homend’in elektrik süpürgelerinde de toz torbası yok. Evdeki bütün tozlar makinenin toz kutusunda toplanıyor. Toz kutusu dolduğunda makinenin üstündeki tutma mandalını açarak, direk tozu çöp kovasına dökebiliyorsunuz. Ancak ben direk dökemedim. Saçlarım ve bizim halının yünleri birbirine girdiği için beni biraz uğraştırdı. Halının yünlerinin çoğunu topladığım için daha sonra böyle bir sorunla karşılaşacağımı düşünmüyorum. Toz torbasız ürünlerin yanı sıra edindiğim bilgiye göre su filtreli ürünlere de talep çok. Bu tarz ürünleri genelde evinde astım hastası olanlar ya da toz alerjisi olanlar kullanıyor.

Elektrik süpürgelerinde halı yıkama özelliği tercih edilmiyor
Yeni süpürgelerde ıslak-kuru yıkama özelliği de bulunuyor. Benim test ettiğim süpürgede böyle bir özellik yok ama komşularım yeni satın aldıkları süpürgelerde genellikle bu özelliği tercih ediyorlar. Ancak bu tarz süpürgelerin biraz meşakatli olduğundan da yakınmıyor değiller. Temizlik sırasında ve sonrasında makinenin temizliğini yapmak ve kirli suyu boşaltmak gerekiyormuş. Bu da zahmetli bir iş olduğundan genellikle elektrikli süpürge seçimlerinde daha pratik olduğu için kuru temizlik tercih ediliyor. Halı yıkama makinesi satın alanlar ise bu makineler çok ağır ve kullanışsız olduğu için satın aldıkları makineleri kullanmayı tercih etmiyorlar. Bu makineler uzun süre bir tarafta atıl olarak kaldıktan sonra kendi kendilerine bozuluyor ve bir daha kullanılamaz hale geliyor.

Temizlik robotları bütçeyi zorluyor
Bu yazıyı okuyan çoğu okurun kapısı temizlik ve sağlık robotu pazarlamacıları tarafından çalınmıştır. Benim ise bir kez değil, binlerce kez demo için kapım çalındı diyebilirim. Geçmiş yıllarda bir proje için İhlas Holding’te kısa bir süre çalışmıştım. Bütün holding çalışanları İhlas Aura Cleanmax temizlik robotu sattığı için dolayısı ile tek başıma  bir hedef kitle haline gelmiştim. Günde en az 10 kişi bana robot satmaya çalışıyordu. Bense her defasında bir temizlik robotu satın alacak kadar titiz bir ev kadını olmadığımı anlatıyordum kendilerine… Ama nafile!… Mite denilen ve evimizde bizimle yaşayan parazitlerden tutun da her türlü biyolojik canlıya dair ezberledikleri herşeyi bir çırpıda anlatıyorlardı. Ben ise bütün bu pazarlama girişimlerine karşı: “Bir temizlik robotuna milyarlar verecek kadar kafayı yemedim”, “Buyrun evimin anahtarları!… Haftada iki kez demo yapın, ben gelince kontrol ederim” ya da  “Bizim evde Mite-larla birlikte ekolojik bir denge kurduk, bizi rahatsız etmeyin” gibi geçiştirme salvoları ile aradan sıyrılıyordum. O gün ne düşünüyorsam, şimdi de aynı şekilde düşünüyorum. Bir halı yıkama makinesine ya da elektrikli süpürgeye asla fiyat ortalamasının üzerinde para vermem. Zaten artık kimse evde halı yıkamıyor. Ev temizliğinde hijyen için antibakteriyel ürünler kullanılmaya başlandı. Hatta artık piyasada antibakteriyel özellikli halılar bile mevcut. Hal böyle iken neden bu kadar pahalı ürünler satın alalım ki?
İhlas’ın Aura Temizlik Robotu dışında piyasada Amerika’da üretilen Rainbow marka temizlik robotları var. Onlar çok daha pahalı. Markanın ürün yelpazesinde benim hiç bir zaman satın almayacağım ürünler yer alıyor. Satın almama nedenim kesinle ürünlerin fiyatları. Kalite bakımından oldukça üstün görünüyorlar ama benim öncelikli tercihim olamayacak kadar fiyatları yüksek.

Türkiye’de tasarlanıyor, Çin’de üretiliyor
Homend marka ev aletlerinin tasarımı Türk kadınlarının beğenileri dikkate alınarak, Türkiye’de yapılıyor. Üretim ise Çin’de gerçekleşiyor. Ürünlerin Çin’de üretilmesi aklınıza kötü şeyler getirmesin. Bir çok büyük marka artık Çin’de üretim yapıyor. Eskiden kalma alışkanlıkla -Made In China- olan bir ürüne pek de iyi gözle baktığımız söylenemez. Ancak zaman değişti.. Çin, Dünya’nın en iyi markalarının üretim üssü oldu. Eski olumsuz imajından kurtulmak içinse artık Çin’de üretilen ürünlerin üzerinde- Made In P.R.C- ibaresi yer alıyor. Kısaltmanın açılımı ise şöyle; People’s Republic of China.

Komşularıma ve arkadaşlarıma sordum: En iyi elektrikli süpürge hangisi?

Aysel ablam: Bosch elektrikli süpürge kullanıyorum. 1700 Watt olan. Boyun fıtığım olduğu için küçük ve emiş gücü fazla olan bir ürüne ihtiyacım vardı. 5 yıldır kesintisiz kullanıyorum, hiç bir şikayetim yok.
Halı yıkama makinesi olarak da Arçelik marka bir halı yıkama makinesi almıştım, çok uzun zaman oldu. Halı yıkama makinesi çok ağır olduğu için kullanamadım, kullanışsız geldi ama güzel temizliyordu. Halı yıkama makinesini kullanabilmek için çok fazla güçlü olmak lazım. Beni çok yorduğu için kullanmıyorum, halı yıkama firmalarına yıkattıyorum halılarımı. Halıları yıkamaya vermek bence daha akıllıca bir çözüm. Elektrik, su ve deterjanın maliyeti çok fazla olduğu için evde halı yıkamayı tercih etmiyorum. Kendimi de halı yıkayacağım diye parçalamıyorum.

Ali bey (İnsan Kaynakları Şirketi Yöneticisi): Güney Koreli  elektronik devi Samsung’un elektrikli ev aletleri piyasasına girmesi, güzel yenilikler getirdi ve klasik kullanım alışkanlıklarını değiştirdi. Ben Samsung’un Twin Chamber modeli elektrikli süpürgesini kullanıyorum. Örneğin benim elektrikli süpürgem şimdi çok daha hafif fakat emiş gücü eski makineme göre daha fazla. Kumandası sapının üzerinde olduğu için eğilip doğrulmama gerek kalmadan, evimi süpürebiliyorum. Bel fıtığım olduğu için zaten eğilip doğrulmakta güçlük çekiyordum. Ayrıca süpürgemin torbasız olması ve haznesinin bir sürahi gibi olması boşaltma ve temizlik açısından son derece hijyenik ve kullanışlı.

Arkadaşım Handan: 8 yıldır Bosch marka elektrikli süpürge kullanıyorum. Geçen ay elektrikli süpürgemin yaşlandığını farkettim. Eski performansını kaybetmişti, çekim gücü azalmıştı. Ben de Bosch bayisine gidip, kendime daha genç ve performansı yüksek , çekim gücü yüksek bir elektrikli süpürge aldım.
Bütün ev kadınlarının en çok dikkat ettiği özellik satın aldıkları elektronik eşyaların kullanımının kolay olması ve dayanıklı olması. Seçenekleri çok fazla ve çok gelişmiş ürünlerin daha sık bozulduğunu düşünüyoruz. Türk toplumunun genel yapısını düşünürsek , teknolojiye daha yeni adapte olan bir toplum ve dolayısı ile teknoloji bakımıdan çok fazla gelişmiş ürünler Türk kadınına çok hitap etmiyor. Bu tarz ürünleri satın alan kadınlar, komşularına hava atmak için satın alıyorlar. Ben ev eşyası satın alırken eşyanın dayanıklı olmasını ve fazla seçenekli olmamasına dikkat ediyorum. Zaten satıcılarda bu anlamda müşterileri uyarıyorlar. Çok fazla seçenekli ürünlerin bozulma oranları daha yüksek oluyor ve teknik serisler de bu savımı destekliyorlar. En çok arıza bu tarz makinelerde çıkıyor. Bir de satın aldığım markanın güvenilir ve bilinirliği olan bir marka olmasına dikkat ediyorum.

Komşum Nazlı abla: Daha önceden Rowenta marka elektrikli süpürge kullanıyordum. Eskiyinceye kadar onu kullandım. SonraArçelik marka bir elektrik süpürgesi satın aldım. Eskiyinceye kadar onu kullandım ama memnun kalmadım. Sanki tozları iyi çekmiyordu. Kızım evlenirken çeyizine Bosch marka bir elektrik süpürgesi almıştım. Kızımın evine misafirliğe gittiğinde kızım evi süpürürken süpürgesinden çok memnun olduğunu söyledi. Ben de denedim ve beğendim. Bunun üzerine kendime aynı markanın süpürgesinden aldım.
Küçük boy elektrik süpürgeleri tozları iyi çekmediği için büyük boy bir süpürge satın aldım. Süpürgemden memnunum. Süpürgemle ıslak-kuru temizlik yapabiliyorum ama ıslak temizlik yapmayı tercih etmiyorum. Kendi elimle halıları sildiğimde daha temiz oluyor. Halıları zaten yıkamaya gönderiyorum. Yaklaşık 7 sene önce Fakir marka bir halı yıkama makinesi satın almıştım. Çok ağır olduğu için kullanamadım. Kullanmak bir yana yerinden bile kaldıramıyordum. O makineyi kullanmak için erkek gücü gerekiyordu. Eşim de akşam işten geldiğinde ya da haftasonu tatilinde halıları  yıkamayacağı için makineyi kullanamadı. Uzun bir süre köşede durdu ve kendi kendine bozuldu. Günlük temizlik için Fantom’un Şipşak süpürgesini kullanıyorum. Haftada bir kez de derin temizlik için Bosch elektrikli süpürgemle evin temizliğini yapıyorum.

Komşum Hatice Abla: 11 yıldır Bosch elektrikli süpürge kullanıyorum.Süpürgem artık eskidi ve eskisi gibi süpürmüyor.Komşularımın çoğu tozu suyla toplayan yeni süpürgelerden kullanıyorlar fakat bu süpürgeler temizliğe başlamadan ve temizlikten sonra süpürgeyi temizlemesi zor olduğu için çok memnun değiller .Bende ilk başta bu tarz süpürgelerden satın almak istiyordum ama şimdi düşünmüyorum yakın zamanda makinamı yenilemeyi düşünüyorum.Gene Bosh marka bir elektrik süpürgesi almayı düşünüyorum.

Arkadaşım Selmin: Nurhan’cım evleri ben süpürmüyorum, Ayşe Hanım süpürüyor. Evde Bosch marka bir süpürge kullanıyoruz. Ayşe Hanım memnun. Zamanımı ev işleri ile değil, yemek pişirerek, iyi anne olmaya çalışarak ve ertesi gün iyi doktorluk yapabilmek için yeterince dinlenerek geçirmeye çalışıyorum. Nefret ettiğim ev işlerini zorla yaparak değil….

Arkadaşım Özge: Biz Arçelik kullanıyoruz ama süpürgenin torbasını takmayı unutup, toz çektik, süpürgeyi bozduk. Torbasını takmadan bildiğin badana tozunu çektik. Torbası varken bile yapmamamız gereken bir şeyi yaptık. Abimleri alt daireye taşıyorduk..Taşınma esnasında evde toz, badana kırıntısı falan olmuştu. Çalı süpürgesiyle üşendim, elektrik süpürgesiyle çekeyim dedim ama baktım torbası dolmuş. Çıktım üst kata bizim eve torbasını almaya. O sırada komşumuz giriyoo alt kata, yardım amaçlı… Dur ben süpüreyim burayıı diyor veeee…. O tozu torbasız makinaya çekiyor. Hadise bundan kaynaklı. Bizim elektrik süpürgesi oluyor mu sana uçak?! Acayip gürültülü bir sesle 1 ay daha ev süpürdüm ben. Mahallenin sonundan bile ev süpürdüğüm anlaşılıyordu… O derece bir ses yani.. Motorun canını okumuştuk, zaten yaptırmaya kalksak aynı fiyat. Alalı çok olmuştu, garantisi bitikti. Artı bizden kaynaklanan kullanım hatası vardı. Yinede süpürüyordu ama çok ses çıkarıyordu. Sonra tekrar yeni bir süpürge satın aldık. 1800 devirdi galiba. Sorun yok o süpürgeden yana. Ayrıca annem Arçelik Bayisini tanıyor.  Mağazayı falan… Sıkıntı olmuyor. Şimdiki süpürgenin çekiş gücü daha iyi ve gayet memnunuz makinemizden…

Bir de İhlas süpürge ve yıkama robotumuz var. İlk zamanlarda ev süpürürken onu kullanıyorduk. Ama pratik değil diye normal torbalıya geçelim dedik. O su ile kullanılıyor ve her defasında suyu dök, temizle… Yorucu oluyordu. Aslında daha sağlıklı ama iş uzuyordu. Fakat şimdi yıkama fonksiyonunu kullanıyoruz, muhteşem! Tüm mahalleyi geziyorum onla, tertemiz yıkıyor. Komşularım bazen rica ediyorlar, kıramıyorum. Onların halı ve koltuklarını falan da makineyle temizliyorum. Temizlik yaparken Kosla Halı Şampuanı kullanıyorum, 3-4 kapak. Şampuansız olmaz. Burası annemin genç kızlık mahallesi. Böyle iyiliklerin aramızda lafı olmuyor. Aile gibiyiz, ondan bu ilgi ve alaka…