Tuesday, October 23, 2012

Kusurlarımla sev beni!

Uzun zamandır iş yoğunluğundan sanatsal aktivitelere zaman ayıramıyordum. Vitra’nın davetiyle İstanbul Tasarım Bienali’ne katıldım ve bir günümü sanatsal aktivitelere ayırdım. Vakit bulursanız 13 Ekim-12 Aralık 2012 tarihleri arasında bienal sergilerini gezmenizi ve aktivitelere katılmanızı öneririm.

Marka olabilmek için inanılır ve güvenilir olun
İstanbul Tasarım Bienali’nde ilk olarak Francesco Morace’ın Tasarım Trendleri konferansına katıldım. Konferansta üzerine konuştuğumuz en önemli konu artık markanın bilinirliğinin değil, güvenilirliğinin ne kadar önemli olduğuydu. Sanırım artık markanın ne kadar konuşulduğu değil, hedef kitle nezdinde ne kadar güvenilir olduğu konusuna önem vermemiz gerekecek.  Çünkü satın alma alışkanlıklarını “güvenilirlik” belirleyecek.  Bunu bir yere not edin ve müşterinizle yapacağınız ilk toplantıda gündeminiz markanızın ne kadar güvenilir olduğu olsun.  

İyi tasarımın sırrı “basitlik ve samimiyet”
Son zamanlarda hepimizin sıkça duyduğu bir kelime var: Yaratıcılık! Sözüm ona herkes yaratıcı işler yapıyor. Francesco Morace ise yaratıcılığın tarifini şöyle yapıyor: “İyi bir tasarım için olmazsa olmaz olan birşey varsa o da yaratıcılıktır. Ancak yaratıcı olmak, çok büyük bir zekaya sahip olmak ve kuralsız olmak değildir. Bir konuyu anlaşılır bir şekilde anlatabilmektir. Basitlik ve samimiyet yaratıcılığın temelini oluşturur.”

Bienalin teması “kusurluluk”
Konferans sonrası sıra geldi sergileri gezmeye... İlk İstanbul Tasarım Bienali’nin teması Kusurluluk / Imperfection. Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda ve İstanbul Modern’de yapılan sergilemelerle kusurluluk temasının işlendiği projeler görülebilir.  Böyle bir temanın seçilmesinde İstanbul’un  karmaşası ve  bu karmaşanın kendi içerisindeki ahengi oldukça etkili. Hatta bu karmaşanın şehre bir canlılık  ve  enerji getirdiğini bile söyleyebilriz. İstanbul’un  kusurlu yanları aslında  farklı ve yaratıcı projeleri gün ışığına çıkarmaya yarayan bir potansiyeli de içinde barındırıyor. İstanbul’da  eğer herşey  yerli yerinde ve olması gerektiği gibi olsaydı,  o zaman aksaklıkları gidermek için yeni ve yaratıcı fikirler  üzerine kafa yormayacaktık.

Kusurluluk, insan doğasında yer alan hata yapma potansiyelini  yaratıcı  bir güce çeviriyor.  Sosyal yaşantımızda ise kusurluluk, kişiyi daha olgunlaştırıyor . Kusursuzluk ve aşırı mükemmelliyetçilik insan yaşamı için mümkün olmayan ütopik  nitelikler.  Bir kere  varoluşumuza aykırı. O yüzden hatalarımızla ve yaşamımızdaki kusurlarla ne kadar barışık olursak, iç dünyamızda o kadar mutlu oluruz....
Kentsel dönüşüme hazır mıyız?
Küratörlüğünü Emre Arolat’ın üstlendiği, İstanbul Modern’de görülebilen ‘Musibet’ sergisi, 165 tasarımcı ve mimar tarafından hazırlandı. Büyük dönüşümlerin birbirinden farklı yüzlerini göz önüne seren 30’un üzerinde proje var. Bin 400 metrekarelik alana yayılan işler iki ana başlıkta inceleniyor. Birincisi ‘Dönüşüm’. Son dönemde İstanbul’da gündemde olan kentsel dönüşüm ve toplu konut projeleri, dünyadaki diğer örnek kentlerle  mukayese ediliyor.  


Sergi değil, laboratuvar
Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nun iki bin 300 metrekarelik alanına yayılan, Joseph Grima’nın uluslararası bir küratör ekibiyle birlikte hazırladığı serginin başlığı ‘Adhokrasi’. 120 tasarımcı ve mimarın 60’dan fazla projesi var. Son yıllarda tasarım dünyasını kökten değiştiren toplumsal ve teknolojik değişimlerin ardından, çağdaş tasarım sahnesi değerlendiriliyor.  Aslında bu sergiye sergi demek haksızlık olur. Sergiden daha çok,  bir laboratuvarı  geziyorsunuz  ve ilham alacağınız bir sürü proje yi yakından inceleme  şansına sahipsiniz.  Her  sınıfta bir  zanaakarın atölyesini gezme imkanı buluyorsunuz. Serginin en ilgi çekici bölümü ise silahlardan yapılmış enstürümanlar ve kendi yemeğinizin çıkışını alabileceğiniz bilgisayar sistemi.





Artık yemeğimizi de bilgisayar yapıyor. Yemeğinizi yazdırın..
 




Silahlardan yapılmış enstürümanlar 



Siz hala Tokileştiremediklerimizdenmisiniz?



Construction Ya Resulullah (Aydan Çelik)


Töztepe


İstanbul-O-Matik (Cem Kozar ve Işıl Ünal (PATTU Mimarlık)) 


Adil Kebap Dürüm

Özel teşekkür:

Konferans sonrası ve sergi gezisinde Vitra Marka İletişim Müdürü Algın Can ile sohbet etme fırsatı buldum. Kendisine Vitra’nın tasarım felsefesi ve reklam filmi üzerine  verdiği bilgiler ve  güzel sohbeti için teşekkür ederim.

İstanbul Tasarım Bienali ile ilgili daha fazla bilgi için:
istanbultasarimbienali.iksv.org

www.facebook.com/istanbultasarimbienali
www.twitter.com/tasarimbienali
www.iksvpress.com/tasarimbienali

0 yorum: