Thursday, August 12, 2010

TEST: Pril mi yoksa Fairy mi?


Ülkemizde özellikle doğrudan tüketiciye yönelik ürünlerde rakibi karalayan, hatta karalamakla kalmayıp da direk olarak markaya saldıran bir reklam stratejisi uygulanıyor. Son zamanlarda en fazla dikkatimi çeken marka savaşı ise Pril ve Fairy arasında yaşanıyor. Fairy saldırıyor, Pril ise kendini savunuyor…

Ürün testlerine başladığım günden beri Allah’a şükür insan yüzü görmeye başladım. Hem daha önceden apartmanda tanışma fırsatı bulamadığım güzel insanlarla tanışma fırsatı yakaladım, hem de kendimi arkadaşlarımla hiç de alışık olmadığımız konuları konuşurken buldum. Mesela ev kadınlarının temizlik hikayelerini ve deneyimlerini dinlerken artık hiç sıkılmıyorum hatta heyecan duyduğumu bile söyleyebilirim. Çoğunluğun beğenmediği ve yadsıdığı bu konular, her yıl bu ürünleri üreten şirketlere milyon dolarlar kazandırıyor. O yüzden  biz de evimizde kullandığımız ürünleri reklamlara bakarak değil, deneyimlerden faydalanarak seçelim derim.

Geçen yazımdaki Kosla Vanish halı silme testinde sonra bugün de Pril ve Fairy bulaşık deterjanı testini sizlerle paylaşıyorum…

Bulaşığı bol köpüklü yıkamayı seviyoruz
Bulaşık yıkarken en çok dikkatimi çeken şey sürekli bulaşık suyunu köpürtmeye çalışmam oldu. Köpük olmayınca deterjan etkisinin kaybolduğunu düşünüyorum. Hem köpük bulaşık yıkamayı daha da eğlenceli hale getiriyor. Bulaşık yıkamayı zaten sevmiyorum. Bir de bulaşık deterjanları köpüksüz olsaydı, bu duruma korkarım ki hiç katlanamazdım….

Ben de bir çok kadın gibi Pril kullanıcısıyım. Fairy’nin Berna Laçin’li kuru fasülye şenliği reklamını her gördüğümde bocaladım. Acaba alsam mı yoksa almasam mı şeklinde gel-gitler yaşadım. Markette bolca Fairy görünce ve Pril’ler daha azınlıkta olunca satınalma kararımı şöyle bir gözden geçirip, Fairy’i denemeye karar verdim ve aramda duygusal bir bağ olan markama ihanet edip, Fairy satın aldım.

Fairy’nin kokusu güzel, Pril daha temiz yıkıyor
Eve gelince ilk işim mutfağa dalıp, bulaşıklara girişmek oldu. Ben de kendi azmim karşısında şaşırdım kaldım doğrusu. Nasıl olsa artık bulaşık yıkamak gözümde büyüttüğüm bir iş olmaktan çıkmış, neşeli bir teste dönüşmüştü. Fairy’nin ilk etapta kokusu hoşuma gitti. Güzel de köpürüyordu ama yıkadığım tabakların, bardakarın ve bilumum ev eşyasının yakasını bir türlü bırakmıyordu. Bulaşıkları yıkamaktan çok duruladığımı farkettim. Bir de sararmalarda ve yağ lekelerini çıkarmakta çok başarılı bulmadım Fairy’i. Aradaki farkı daha net anlayabilmek için bir sonraki bulaşığı Pril ile yıkadım. Sonuçta Fairy ile kendi bulaşık deterjanımı karşılaştırdığımda  tek hoşlanmadığım şeyin Pril’in rengi ve kokusu olduğunu anladım. Her ne kadar market raflarında yeni ve rengarenk Pril’ler yerlerini almış olsa da alışkanlıktan ve markaya güvenden olsa gerek, rengi ve kokusunu sevmesem de gene klasik mavi şişeli Pril’i kullanmayı tercih ediyorum.

Komşulara ve arkadaşlara sordum: Pril mi yoksa Fairy mi?

Nuray: Pril şekerim. Zaten cif, fairy, frosh ne farkeder ki hepsine ortak ad ”pril” demiyormuyuz? Pril alışkanlık tamamen…

Yasemin: Pril’i eskiden kullanıyordum. Ellerim yüzünden Frosh’a başladım. Ve çok memnunum. Pril kullanıyorken ellerim daha kötüydü. Ama Fairy’i denemedim. Annem de Pril kullanıyor ve memnun:)

Özge: Pril kullanıyor annem. Eski alışkanlıktan heralde. Hiç bir problem görmediği için de değiştirmek istemedi.

Fatoş: Pril canım… Annem  numune fairy kullandı onu da çook beğendi ama gene gidip pril aldı:)))))))

Dilek: Ben Türkiye’deyken Pril kullanıyordum. Nedeni de sanırım markayı bildiğimden ve sonucundan memnun kaldığımdan. Fair’yi hiç denemedim.Şu anda da morning fresh diye bir ürün kullanıyorum. Sebebi bilindik bir marka olması. Ellere fazla zarar vermemesi ve anti bakteriyel olması.

Belma: Bizim evde pril birinci tercih herzaman. Bunun adına alışkanlık da denebilir ama başka bir marka kullanılsa da arkasından hemen Pril alınır.
Bir de arkadaşımın evine temizliğe gelen kadın, bütün temizlikte Pril kullanırmış. Yerler, camlar vs. Daha iyi temizliyor ben hep bununla yaparım temizliği demiş… ilk başta arkadaşım yadırgamış fakat zaman içinde görmüşki kadin haklı… Bana da tavsiye etti ama ben alışkanlıklarımdan zor vazgeçerim, daha hiç denemedim.

Güler: Bence Fairy. Ben daha 1 kutuyu bitiremedim ki normalde çok kullanırım. Köpüğü bitmiyor. Eli de de tahriş etmiyor. Cicim denemeni tavsiye ederim. Pril köklü bir marka diye bence herkes alıyor.

Komşum Ayşegül Hanım: Ben Bim’den alışveriş yapıyorum ve Bim’in kendi markası Desto’yu kullanıyorum. Oldukça memnun olduğum bir ürün. Bim’den alışveriş yaptığım zamanlarda Pril olmadığı için Desto satın alıyorum. Deterjan alerjisi olanlara Pril’i öneriyorum. Pril’i sadece bulaşıklar için değil, avizelerimin taşlarını parlatmak için ve ve camları silerken de kullanıyorum. Camları silerken önce Pril’le köpüklü su yapıp camlarımı bir güzel siliyorum sonra da camları temiz suyla duruluyorum. T-shirtlerdeki yağ lekesini çıkarmak için de lekenin üzerine Pril döküp, t-shirtü makineye atıyorum. Fairy’nin markette reklamını yapıyorlardı. Tanıtım elemanları çok ısrar ettikleri için deneme amaçlı aldım. Beğenmezseniz paranız iade diyorlardı. 1 kez denedim. Standart bir bulaşık detarjanı bana göre.

Komşum Nazlı abla: Ben senelerdir Pril kullanıyorum. Arada başka bulaşık deterjanları da denedim ama hiçbiri Pril’İn yerini tutmadı. Pril’e geri döndüm sonunda. Diğer deterjanlar hem az köpürüyorlardı hem de yağları iyi çıkarmıyorlardı.Başka deterjan kullandığımda yağ sökücü ve Cif aktifizzz kullanıyorum ama Cif’den hiç memnun kalmadım. Televizyonda çok reklamını verdiler ama ben hiç beğenmedim. Şimdi Pril’den başka deterjan kullanmıyorum. Pril bulaşıkları temizlemede tek başına etkili. Hem Pril’i avizelerimi silerken ve cam silerken de kullanıyorum.
Bazen misafirler geldiğinde bulaşıkları çamaşır suyu ile de yıkadığım oluyor. Misafirler gittikten sonra bardakları, tabak çanağı çamaşır suyuyla dezenfete ediyorum. Herkese tavsiye ederim.

Apartman görevlimiz Sadık Bey: Pril bulaşıkları daha temiz yıkıyor. Yağ bırakmıyor, parlatıyor. Daha az deterjanla daha fazla bulaşık yıkanıyor. Köpüğü de çok oluyor. Fiyat olarak pahalı görünüyor ama sonuca bakılırsa diğer deterjanlardan daha ekonomik bence.

Sunday, August 08, 2010

TEST: Vanish Kosla Halı lekeleri çıkarmakta başarısız!


Zamanımın çoğunu evde yazı yazarak ya da dışarıda toplantılarla geçirdiğim için her çalışan kadın gibi ev işlerinin çoğunu ihmal ediyorum. Aslında ev işlerini pek sevdiğim de söylenemez. Ama bu işleri birisinin yapması gerekiyor ve bu kişi benden başkası değil. Ev işlerini zoraki yaptığım için çok yoruluyorum ve bedenimi sıkıntı basıyor. Üstelik yapmasam da karşı apartmandaki kadınların her gün cam silmesi, temizlik yapması bizim ev halkının gözüne batıyor ve dolayısı ile aynı performans benden de bekleniyor. Ev işi yaptıktan sonra çalışma istediğim kaçıyor ve dinlenmek istiyorum. Bu yüzden işlerim de aksıyor çoğu zaman. Ben de zorunlu olarak yapmam gereken ev işlerini bir avantaja dönüştürmeye karar verdim. Artık hem evin bütün işlerini yapacağım hem de yaptığım işler bana yazı konusu olacak. Yani anlayacağınız profesyonel bir ev kadını olacağım. Zaten kadınsanız; ne kadar kariyerli olursanız olun ev işleri ve yemek konularında hep üstün performans beklenir sizden. Bir de kendi kendinize “çocuk da yaparım, kariyer de” diye gaz verirseniz, işte o zaman yandığınızın resmidir…

Aslında çalışsın ya da çalışmasın her kadın iyi bir ev kadını olmak zorunda. Evin sürekli düzenli ve temiz olması insana huzur veriyor. Hele ki bir de ev işlerinin dışında, balkonda çiçek ya da domates salatalık gibi sebze yetiştiren biriyseniz evde olmak gerçekten keyifli diyebilirim.

Reklamlara inanmayınVanish pembesine güvenmeyin
Kararımı ilk olarak evdeki halıları silmeye başlayarak hayata geçirdim. Geçtiğimiz günlerde resim yaparken fırçalarımı beklettiğim su kaza ile halıya döküldü ve çalışma odamın tam ortasında yeşil bir alan oluştu. Nasıl olsa reklamlarda gördüğüm mucize deterjanlardan birini alır, sorunu hallederim diye düşündüm ve Vanish pembesine güvenerek,  ilk iş olarak marketten Vanish Kosla Halı şampuanı satın aldım.

Uzun süredir halı silmiyordum. Vanish Kosla Halı’yı ambalajında yazıldığı gibi köpürttüm ve sünger yardımı ile halıyı bir güzel sildim. Halının lekeli kısmına Vanish Kosla Halı’yı döktüm ve leke tüm uğraşlarıma rağmen çıkmadı. Son çare olarak  halının dökülen tüylerini toplamak için kullandığım halı fırçasını devreye soktum ve nihayet lekeyi kısmen de olsa çıkarabildim. Halbuki reklamlarda ne kadar kolay değil mi lekeleri çıkarmak!..

Kosla Halı’nın ambalajı üzerinde ise  aynen şöyle yazıyor: “Yeni Derinlemesine Temizlik Sistemiyle halınızın en dip noktalarına kadar işler ve kiri yüzeye çıkararak, söküp atar. Çamur, kahve, vişne, şarap gibi inatçı lekeleri yerleşmiş olsa bile çıkarır. Durulama geriktirmeyen özel formülü geriye yapışkan bir kalıntı bırakmaz, halının rengini canlandırır ve kirlenmesini geciktirir. Hem yünlü hem de sentetik halıları güvenle temizler. ”

Halı temizliği nasıl yapılmalı? Halı nasıl yıkanır?
Çocukluğumda evimizin bahçesinde annemin verdiği halı fırçaları ile köpüklü köpüklü halıları yıkar, arkadaşlarımla birbirimizi ıslatırdık. Halı yıkamayı bir iş gibi değil de eğlence gibi görürdük. Şimdiyse halı yıkamak ya da silmek tam bir işkence gibi geliyor diyebilirim…

Bir kere biz şehir insanları için evde halı yıkamak kesinlikle mümkün değil. Her ne kadar halı yıkama makineleri de olsa ben evde halı temizliği yapmayı doğru bulmuyorum. Halı yıkama makinelerine yatırım yapmak yerine, özellikle el işçiliği olan halıları halı yıkama firmaları ile anlaşarak temizletmek daha doğru bir seçim olabilir. Hem elektrik ve suyun artık çok da ucuz olmadığını düşünürsek, halıları dışarıda yıkatmanın kesinlikle daha avantajlı olacağını söyleyebilirim. Halıları yıkatmaya göndermeden önce günlük olarak süpürmek ve iki hafta da bir silmek de temizlik ve hijyen açısından faydalı olabilir. Halı yıkama konusunda sizlerin önerdiği bir yöntem ya da ürün varsa benimle paylaşın lütfen.
Sevgiler,