Sunday, March 21, 2010

Kansere çare mi bulundu?

Son zamanlarda televizyonda Sağlık Bakanlığı’nın bir kampanyası tanıtılıyor. Tanıtımın sloganı ise “Farkındayız, kanseri yeneceğiz”

Tanıtım filmini izlerken sanki Sağlık Bakanlığı kansere çare bulmuş da bunu cümle aleme ilan ediyor hissine kapılıyorsunuz. Nitekim filmin sonu geldiğinde bakanlığın sadece kanserin “farkında” olduğuna tanık oluyoruz. Peki sadece farkında olduğunuz, çözüm üretemediğiniz bir sorun (hastalık demek istemiyorum) için ne diye tanıtım filmi yayınlıyorsunuz? Şahsen ben bu duruma akıl sır erdiremedim. Bu vahim durumu anlamış, algılayabilmiş birileri varsa lütfen beni aydınlatsın!..

Adını anarken bile çekindiğimiz kanser hastalığı nasıl oluyorda Sağlık Bakanlığı’nın tanıtımlarında kullanılabiliyor?! Eğer amaç kanser hastalığını önlemek ve erken teşhis konusunda halkı bilinçlendirmekse bunun yolu televizyonda şov yapmaktan geçmiyor…

Televizyon, geniş kitleleri bilgilendirmek açısından oldukça faydalı bir iletişim aracı. Doğru şekilde kullanıldığında son derece verimli olacağından şüphem bile yok! Keza keyifle takip ettiğimiz “Doktorum” programı da tam bu noktada sağlık iletişimi noktasında iyi bir referans.

Kanseri Elton John ile yenecekmişiz

NTV internet sitesinin haberine göre: ” Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı kanser farkındalık kampanyası kapsamında dünyaca ünlü pop sanatçısı Elton John’a teklif götürüldü. Astronomik bir ücret isteyen ünlü sanatçıyla görüşmeler sürüyor. Sağlık Bakanlığı dünyaca ünlü pop sanatçısı Elton John’u Türkiye’ye getirmek için uğraşıyor. Amaç, “Farkındayız kanseri yeneceğiz” sloganıyla 1 yıl sürecek bir kampanyaya destek sağlamak. Kendi adıyla kurduğu bir AIDS vakfı da olan ünlü sanatçının, Kanserle mücadeleye de destek vermesi, bu ismin seçilmesinde etkili oldu. Daha önce de bu tür organizasyonlara destek verdiği biliniyor.

Ünlü sanatçı daveti prensipte kabul etse de istediği ücret çok yüksek bulundu. Görüşmeler sürüyor. Ücrette anlaşıldığı taktirde konserin tarihi ve yeri netleştirilecek. Kampanyanın başarısını arttırmak için tanıtım filmleri hazırlanacak. Kampanya süresince yurt genelinde kanseri yenen ünlü simaların katılımıyla defile, konser gibi çeşitli organizasyonlar da düzenlenecek.”

Habere yorum bile yapmakta zorlanıyorum.Yakında “seksi mankenler kansere çare olacak!” şeklinde bir haber okursam bu beni hiç şaşırtmaz.


Hastalık üzerinden reklam yapılmaz

Merak ediyorum: Hastalık reklamı yapmaya ne diye ihtiyaç duyulur? Yoksa ilaç reklamı yapmak yasak olduğu için mi? Muhtemelen düşündüğüm gibi…

Bu yıl domuz gribi ve kanser pek revaçta. İkisi de birbirinden öldürücü. Seçin, beğenin, alın!.. Siz de trendden geri kalmayın!

Sanki almasak olmaz, bu fırsat kaçmaz?!
Ne günlere kaldık…

Önce moda hastalıklarla korkutuluyor, paranoyaklaşıyoruz. Ardından biz daha korkularımızı yenemeden başka bir hastalık moda oluyor. Haliyle geceleri uykularımız kaçıyor, depresyona giriyoruz. Bir bakmışız ki kendimize yoktan yere dert icat etmişiz!

Bu arada bilinçli bir hasta olmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. İnternette hastalıkları araştırıp, doktor tavsiyelerine kulak kabartıyoruz. Araştırdıkça kirli bilgileri hatmedip, zihnimizi kirletiyoruz.


Kirlenmek güzel değildir

Doğruluğu tartışılır bilgiler bizi esir alıyor zamanla. Korkularımız içimizde büyüdükçe büyüyor. Deterjan reklamlarında “kirlenmek güzeldir” diyorlar ama bilgi kirliliği bizi neredeyse çıldırtma aşamasına getiriyor!

Toplumun hastalıklarla ilgili bilgilendirilmesi ve erken teşhis elbette çok önemli fakat bu bilgilendirme yapılırken insanların akıl sağlığı da göz önünde bulundurulmalı diye düşünüyorum.

Etik olmamasına rağmen hastalık reklamı yapanlar acaba reklamını yaptıkları hastalığa yakalansalar ne yapacaklar? Merak ediyorum…

Ne yapmalı?
Öncelikle ben ne yaptım onu paylaşmak istiyorum sizlerle. Yazdığım hastalıkların korkusunu bizzat yaşadım ve herşey yoluna giderken kendimi zorla depresyona soktum. Açıkçası bu tuzağa nasıl düştüğüme şimdi akıl sır erdiremiyorum. O yüzden bu kızgınlığım!..

Sizlere tavsiyem; vücudunuzda yolunda gitmeyen bir şey hissttiğinizde güvendiğiniz doktor ya da hastahaneye bir uğrayın. Gerekli testleri yaptırıp, sağlığınızı bozmalarına izin vermeyin. Unutmayın ki doktora gitmeden varsa eğer hastalığınızı teşhis edemezsiniz. O yüzden boşuna internette hastalık araştırmasına girişmeyin!…

Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileklerimle,

Nurhan Demirel

Thursday, March 04, 2010

Cocostar Tarkan!

Tarkan'ı hemen hepimiz çok severiz.
Onun şarkılarıyla büyüdük,
ilk gençlik aşklarımızı Tarkan şarkılarıyla yaşadık

desem yalan olmaz herhalde.
Bizimle birlikte Tarkan da büyüdü, ünü Dünya'ya taştı.
Bir dünya starı olma yolunda çaba gösterdi.
Ama olmadı.
Olamadı.
Bir yerlerde yanlış bir şeyler vardı...

Önce şarkılarından vazgeçti Tarkan
Sonra imajından
En nihayetinde ise kendinden...
Tarkan'ı en son uyuşturucu kullandığı iddiasıyla ekranlarda gördük.
Megastar avukatlarının verdiği sufleye dayanarak pişman olduğunu ve tedavi görmek istediğini bildirdi yüce mahkemeye...
Yakalanmasa pişman olacak mıydı acaba?
Hiç sanmıyorum...

Adliyeden çıkarken "Türkiye seninle gurur duyuyor!" diye palavra attı hayranları.
Tarkan'ı megastar yapan sınırlı sayıdaki şarkıları seslendirdiler.
Yoğun gündem arasında bir film gibi izledik, bütün olan biteni...

Şahsen Tarkan'ın kişiliğini, yaptığı sosyal sorumluluk çalışmalarını takdir etsem de kokain kullanmasını onaylamıyorum. Birini çok sevmemiz onun yapmış olduğu hataları onaylamamızı gerektirmez. Öyle değil mi?

Bundan sonra neler olacak merak ediyorum. Hatalarını telafi edene kadar Tarkan'a Cocostar muamelesi mi yapılacak? Yoksa megastar hatalarından ders alıp, gerçek bir star mı olacak?
Bekleyelim, görelim...

Sevgiler,
Nurhan Demirel
Posted on 2:44 AM | Categories: